,

ENHERTU İLACI SGK DAVASI

ENHERTU İLACI SGK DAVASI ANKARA AVUKATI

Enhertu ilacı SGK davası, kanser hastalığının tedavisinde hayati derecede önemli olması sebebiyle mutlaka kullanılması gereken Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacına ilişkin bedellerin hiçbir kesinti yapılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanması, yargılama süreci için bu hususta ihtiyati tedbir / yürütmeyi durdurma kararı verilmesi, dava açılıncaya kadar ilacın temini için ödenen bedellerin tahsiline karar verilmesi istemli davadır. Enhertu ilacı SGK davası, SGK ve sağlık hukuku mevzuatına hâkim avukatlar tarafından yürütüldüğünde başarılı sonuç alınmaktadır. Aşağıda Enhertu ilacı SGK davası hakkında ayrıntılı bilgi verilecektir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI İLE BENZER KONULARDA YAZILARIMIZ

Kanser ilacı SGK başvurusu yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Keytruda SGK başvurusu yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

SGK kanser ilacı davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Optivo (Nivolumab) SGK iptal davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Iclusig İlacı SGK Davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Selinexor İlacı SGK Davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Lynparza İlacı SGK Davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Tecentriq ilacı SGK davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Ocrevus ilacı SGK davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Qarziba ilacı SGK davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Yervoy ilacı SGK davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Abraxane ilacı SGK davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

ENHERTU İLACI HANGİ TEDAVİLERDE KULLANILIR?

Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacı özellikle ameliyat edilemeyen veya metastatik HER2-düşük meme kanseri olan yetişkin hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacı, diğer tedavi yöntemlerinin uygulanması neticesinde hastalığın ilerlemesi durmazsa doktorlar tarafından reçete edilmektedir.

ENHERTU İLACINI SGK’NIN KARŞILAMASI İÇİN NE YAPILMALIDIR?

Öncelikle hastanın doktorları, hastalığın tedavisinde Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacının kullanımının uygun olup olmadığı hususunda Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu‘na başvuru yapmalıdırlar. Başvuru üzerine Sağlık Bakanlığı Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacının kullanımını uygun görürse ilacın kullanımına ilişkin endikasyon dışı ilaç kullanım onayı vermektedir. Sağlık Bakanlığı onayı üzerine hastanın doktorları Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacının belirli bir süre kullanılmasına ilişkin ilaç kullanım raporu düzenler. Daha sonra bu ilacın belirli dozlarda kullanılması için doktorlar tarafından reçete düzenlenir.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN NASIL TEMİN EDİLİR?

Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu isimli ilaç SGK’nın bedelini ödemediği ilaçlardandır. Yurt dışı ilaç temini suretiyle tedarik edilen Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacı ücretinin fazla olması ve ücretlerin SGK tarafından karşılanmaması hastaları ilaçları alamama noktasına getirerek mağdur etmektedir.

ENHERTU İÇİN SGK’YA BAŞVURU YAPILMASI

Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacı bedellerinin herhangi bir kesinti yapılmaksızın tamamen karşılanması için SGK’ya başvuru yapılabilir. Ancak SGK tarafından bu ilacın kurum tarafından karşılanmadığı hususunda cevap vermektedir. Buna gerekçe olarak ise Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) 4.1.9 Bedeli Ödenecek İlaçlar (Ek-4/A) ve 4.3 Yurt Dışından İlaç Getirilmesi başlıklı maddelere dayanılmaktadır. İlgili düzenlemeler şu şekildedir;

4.1.9 – Bedeli ödenecek ilaçlar (EK-4/A)

“(1) Kurumca bedeli ödenecek olan ilaçlar Kurumun resmi internet sitesinde yayımlanan “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde (EK-4/A) belirtilmiştir. Bu listede ticari isimleri ve barkod/karekod numaraları yer almayan ilaçların bedelleri hiç bir koşulda Kurumca ödenmez…”

4.3 – Yurt dışından ilaç getirilmesi

“(3) Yurt dışından temini halinde bedeli ödenecek olan ilaçlar “Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi” nde (EK-4/C) belirtilmiştir. Bu listede yer almayan ilaçların bedelleri Kurumca ödenmez. Bu liste Kurumun resmi internet sitesinde yayımlanır.”

Yukarıdaki düzenlemeler gereğince, Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacı Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) eki EK-4/A ve EK-4/C listelerinde yer almadığından karşılanmamaktadır.

SGK TARAFINDAN KARŞILANMAYAN ENHERTU İÇİN NE YAPILMALIDIR?

SGK’nın Trastuzumab Deruxtecan etken maddeli Enhertu ilacı bedelini karşılamaması hatalı ve hastaların haklarını ihlal eder niteliktedir. Söz konusu durumun devam etmesi durumunda hastalar bu ilacı alamayacak ve olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacaklardır. Dolayısıyla, kullanılmasının hayati olduğu uzman hekimlerce belirtilen ilacın bedelinin tamamen karşılanmaması durumunda hastalar ilaç bedellerini ödeyemeyecek ve tedaviden yoksun kalacaklardır. Dolayısıyla, SGK’nın haksız ve hukuka aykırı red kararına karşı hastalar tarafından Enhertu ilacı SGK davası açılmalıdır.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI AVUKATI NE TALEP EDER?

Enhertu ilacı SGK davası için tedaviden sorumlu hekimler tarafından reçete edildiği sürece ilacın hiçbir kesinti yapılmaksızın SGK tarafından karşılanmasına, hastanın bu ilacı yargılama sırasında vakit kaybetmeksizin kullanmak zorunda olduğu, ilacı kendi imkanlarıyla temin edememesi halinde uygun tedaviyi göremeyeceği ve tedavinin aksaması sonucunda telafisi imkansız zararlara uğrayabileceği nazara alınarak hiçbir kesinti yapılmaksızın dava süresince SGK tarafından karşılanmasına ve ilacın temini sonrasında ödenmeyen tutarların SGK’dan tahsiline karar verilmesi talep edilmelidir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI GÖREVLİ MAHKEME

Enhertu ilacı SGK davası görevli mahkeme, hastanın sağlık güvencesi kapsamında değişiklik göstermektedir. Enhertu ilacı SGK davası, hastanın sosyal güvencesine göre iş mahkemesi veya idare mahkemesinde açılmalıdır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu md. 101, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini düzenlemektedir.

5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden (01.08.2008) önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar ise Enhertu ilacı SGK davası için idare mahkemesine başvuru yapmalıdırlar.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI ÖDENEN BEDELLERİN İADESİ

Enhertu ilacı SGK davasında, SGK kararının iptali yanında daha önce ödenen tutarların da iadesi talep edilebilir. Bunun neticesinde dava tarihinden önce ilaçlar için ödenen tutarların tamamı iade alınabilir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI İHTİYATİ TEDBİR

Enhertu ilacı SGK davası görevli mahkemenin iş mahkemesi olması durumunda, dava sırasında ilaç bedellerinin tamamının SGK tarafından karşılanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talep edilebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 389 kapsamında, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacaksa ya da tamamen imkânsız hâle gelecekse veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacaksa uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmelidir. Bunun için dayanılan ihtiyati tedbir sebebi ve türü açıkça belirtilmeli ve davanın esası yönünden haklılık yaklaşık olarak ispat edilmelidir. Hakların derhâl korunmasında zorunluluk bulunması hâlinde ise karşı taraf dinlenmeden de tedbire karar verilebilir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI YÜRÜTMEYİ DURDURMA

Enhertu ilacı SGK davası görevli mahkemenin idare mahkemesi olması durumunda, dava sırasında ilaç bedellerinin SGK tarafından karşılanmasına ilişkin yürütmenin durdurulması talep edilebilir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu md. 27/2 kapsamında, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Ancak ilacın bu süreçte alınmaması, hastanın hayatını tehlikeye sokarak yaşam hakkını ihlal edecekse idari işlemin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI KARARDAN SONRA YAPILMASI GEREKENLER?

Enhertu ilacı SGK davası sırasında ihtiyati tedbir veya yürütmeyi durdurma kararı verilmesi durumunda alınan kararın SGK’nın ilgili birimine sunulması gerekir. Bu durumda, söz konusu ilaç bedellerinin tamamı SGK tarafından karşılanacaktır.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI ADLİ YARDIM

HMK md. 334 kapsamında, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olanlar, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. Bunun neticesinde dava harç ve masraflardan muaf olunur. Enhertu ilacı SGK davası sırasında da adli yardım talep edilerek hastanın yargılama giderlerini ödemesi engellenebilir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ

Enhertu ilacı SGK davasında, öncelikle davacıya ait tüm tedavi evrakları celp edilerek SGK mevzuatı çerçevesinde inceleme yapılır. Bu kapsamda, söz konusu ilacın hastalığın tedavisinde hayati önemi haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığı, kullanılmasının tıbben ve fennen hastanın iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağı, ilacın hangi tür hastalıklarda hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağı, ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığı bilirkişi marifetiyle tespit edilir. Buna ilişkin sağlık kurulu raporu için üniversitelerin ilgili anabilim dalında görevli hekimler görevlendirilir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI KABULÜ

Bilirkişi raporu alındıktan sonra dosya içerisinde yer alan mevcut görüş, karar ve raporlar irdelenip varsa çelişkiler giderilir. İlacın, anılan hastalığın tedavisinde kullanılmasının hayati önemi haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ilaç bedelinin uygunluğu yönünden ve katkı payı da irdelenecek denetime elverişli hesap raporu alınır. Bunun sonucuna göre de karar verilir. Dolayısıyla, hastaya doğru teşhis konulup konulmadığı, anılan ilacın uygun olarak seçilip seçilmediği, dozu ve uygulama süresinin belirlenip belirlenmediği ve reçeteye bağlanıp bağlanmadığı, hastalığının ilerlemesinin durup durmadığı, hastanın tedavide fayda görüp görmediği gibi birçok husus incelendikten sonra Enhertu ilacı SGK davasının kabulüne karar verilir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI KAZANANLAR

Enhertu ilacı SGK davası kazananlar hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

ENHERTU İLACINI SGK’NIN KARŞILAMASI İÇİN NE YAPILMALIDIR?

Enhertu ilacını SGK’nın karşılaması için ne yapılmalıdır yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN SGK’NIN KARŞILAMASI İÇİN NE YAPILMALIDIR?

Trastuzumab Deruxtecan SGK’nın karşılaması için ne yapılmalıdır yukarıda değerlendirilmiştir.

ENHERTU NASIL TEMİN EDİLİR?

Enhertu nasıl temin edilir konusu yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN NASIL TEMİN EDİLİR?

Trastuzumab Deruxtecan nasıl temin edilir konusu yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

ENHERTU SGK’NIN ÖDEMESİ İÇİN BAŞVURU YAPILMASI

Enhertu SGK’nın ödemesi için başvuru yapılması konusu yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN SGK’NIN ÖDEMESİ İÇİN BAŞVURU YAPILMASI

Trastuzumab Deruxtecan SGK’nın ödemesi için başvuru yapılması konusu yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

SGK YURT DIŞI İLAÇ BAŞVURUSU AVUKATI

SGK yurt dışı ilaç başvurusu avukatı hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YURT DIŞI İLAÇLARI DAVA İLE NASIL ALINIR

Yurt dışı ilaçları dava ile nasıl alınır hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YURT DIŞINDAN İLAÇ GETİRMEK İÇİN GEREKLİ OLAN BELGELER

Yurt dışından ilaç getirmek için gerekli olan belgeler yukarıda ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI AVUKATI

Enhertu ilacı SGK davası avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN İLACI SGK DAVASI AVUKATI

Trastuzumab Deruxtecan ilacı SGK davası avukatı yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

ENHERTU İLACI SGK DAVASI ANKARA AVUKATI

Enhertu ilacı SGK davası Ankara avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN İLACI SGK DAVASI ANKARA AVUKATI

Trastuzumab Deruxtecan ilacı SGK davası Ankara avukatı yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

ENHERTU İLACI FİYATI 2023

Enhertu 100 mg 2023 yılı ekim fiyatı yaklaşık 130.000 TL’dir.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN İLACI FİYATI 2023

Trastuzumab Deruxtecan 100 mg 2023 yılı ekim fiyatı yaklaşık 130.000 TL’dir.

SGK’YA KARŞI KANSER İLACI DAVASI KAZANANLAR

SGK’ya karşı kanser ilacı davası kazananlar hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRASTUZUMAB DERUXTECAN KULLANAN YORUMLARI

Trastuzumab Deruxtecan kullanan yorumları yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

ENHERTU KULLANAN YORUMLARI

Enhertu kullanan yorumları yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

,

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması, toplum huzurunu ve refahını bozan kaza, hastalık ve bunlar gibi olumsuz durumlar karşısında yabancı işçinin haklarının korunmasını engeller. Her işveren yabancı işçisinin sigortasını geciktirmeden yapmak ve primleri düzenli ödemek zorundadır. Yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda işverene önemli cezalar öngörülmüştür. Yabancı işçiye sigorta yapılmaması başlıklı yazımızda, işverenin yabancı uyruklu işçi çalıştırması durumunda yükümlülükleri, yabancı işçiye sigorta yapmanın zorunlu olup olmadığı, yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda verilecek cezalar, yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda dava açılıp açılamayacağı gibi birçok soruya cevap verilecektir.

YABANCI SOSYAL GÜVENLİKTEN YARARLANIR MI?

Sosyal güvenlik, insanların gelirlerine bakılmaksızın toplum huzurunu ve refahını bozan sosyal tehlikelerin verdiği zararlardan “insan hakkı” ve esas itibariyle de “devlet görevi” olarak primli ya da primsiz sistemlerin kullanılması, kişilerin sosyal tehlikelerin zararlarından kurtarılma güvencesidir. Yabancılar da sosyal güvenlikten yaralanır. Ancak bunun için gerekli şartların sağlanması ve primlerin ödenmesi gerekir. Dolayısıyla yabancı işçiye sigorta yapılmaması, yabancının sosyal güvenlikten yararlanması açısından oldukça önemlidir.

YABANCININ ÇALIŞMA İZNİ ALMASI ZORUNLU MUDUR?

6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu (6735 sayılı Kanun)’na göre, yabancıların Türkiye’de bağımlı veya bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin alması gerekir. Çalışma izni, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Bakanlık) tarafından resmî bir belge şeklinde düzenlenen ve geçerlilik süresi içinde yabancıya Türkiye’de çalışma ve ikamet hakkı veren izin belgedir. Türkiye’de geçerli çalışma izni olmadan çalışan yabancılar hakkında cezai ve idari işlem uygulanır. Çalışma izni alan yabancının işveren yanında çalışması durumunda ise sigortası yapılması gerekir. Yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda işverene ceza verilir.

YABANCI NE KADAR SÜREDE ÇALIŞMAYA BAŞLAMALIDIR?

Yabancı, yurtiçinden yapılan çalışma izni başvurularında, çalışma izninin başlangıç tarihinden itibaren bir ay içerisinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (5510 sayılı Kanun) kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle çalışmaya başlamalıdır. Yurtdışından yapılan başvurularda ise yurda giriş tarihinden itibaren bir ay içerisinde ve her halükârda çalışma izninin başlangıç tarihinden itibaren altı ay içerisinde 5510 sayılı Kanun kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle çalışmaya başlamalıdır. Çalışma izin belgesinin işverene tebliğ tarihi ile çalışma izni başlangıç tarihinin farklı olması halinde ise çalışma izin belgesinin işverene tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’na yapılan bildirimler süresinde yapılmış sayılır. Belirtilen sürelerde çalışmaya başlamasına rağmen yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda işverene ceza verilir.

YABANCININ VE İŞVERENİNİN BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Yabancı çalışan ve onun işvereninin bildirim yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu kapsamda yabancı çalıştıran işveren ile süresiz veya bağımsız çalışma izni bulunan yabancı, çalışma izninin veya çalışma izni muafiyeti kapsamında çalışmanın başlaması ve sona ermesi durumu halleri ile çalışma izni veya çalışma izni muafiyetinin iptalini gerektirecek hâlleri on beş gün içinde Bakanlığa bildirmelidir. Yabancı işçisinin çalışmasının bildirilmemesi ve yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda işverene ceza verilir.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPMAK ZORUNLU MU?

Çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti alan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini kanuni süresi içinde yerine getirmelidir. Yanında yabancı işçi çalıştıran işveren ise işçisine sigorta yapmak zorundadır. Yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda işverene çeşitli cezalar verilir.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI DAVASI

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması halinde sigortasız çalışan işçi işverenine karşı hizmet tespit davası açabilir. Yabancı işçiye sigorta yapılmaması sonucunda açılacak hizmet tespit davasında, işçinin SGK’ya bildirilmeyen ya da eksik bildirilen çalışma süreleri tespit edilir. Böylece davada, işçinin çalıştığı halde sigortalı olarak bildirilmediği süre, prim ödeme gün sayısı ve o günlere tekabül eden prime esas kazanç tespit edilir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun “Tespit davası” başlığını taşıyan 106’ncı maddesinde, tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır.” (Y. 10. HD., E. 2014/3064 K. 2014/8793 T. 15.4.2014).

YABANCI HİZMET TESPİT DAVASI GÖREVLİ MAHKEME

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması sonucunda açılan hizmet tespit davasında görevli mahkeme 5510 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. İlgili kanun gereğince hizmet tespit davalarında görevli mahkeme iş mahkemesidir.

“Somut olayda uyuşmazlık hizmet tespitine (sigortalılığın tespiti) ilişkin olup, davacının talebinin sosyal güvenlik hakkına ilişkin hizmet tespiti davası olduğu, İş Kanunu’ndan kaynaklanan bir uyuşmazlığın dava konusu yapılmadığı, 4857 sayılı Yasanın 4/1-b maddesinin somut olayda uygulanma yeri bulunmadığının anlaşılmasına göre uyuşmazlığın …İş Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.” (Y. 17. HD., E. 2013/21002 K. 2014/4602 T. 28.3.2014).

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAZSA HANGİ MAHKEMEDE DAVA AÇILIR?

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda açılacak hizmet tespit davası 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nda belirlenen genel yetkili mahkemede açılır. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Dolayısıyla yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda hizmet tespit davası, davalı işverenin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde, birden fazla işveren bulunması durumunda ise işverenlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılır.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMADIĞI NASIL İSPAT EDİLİR?

Hizmet tespit davası, kamu düzenine ilişkin davalar arasında olduğundan bu davada re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu davada yabancı işçinin sigortasız olarak çalıştığı süreler tanık dâhil her türlü delille ispatlanabilir. Hizmet tespit davasının ispatlanmasında resmî belge ve yazılı deliller, bordro tanıkları, iş ilişkisini bilen komşu iş yeri çalışanları yanında diğer tanıklardan da faydalanılır.

“Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.” (Y. 21. HD., E. 2018/3635 K. 2019/3066 T. 18.4.2019).

YABANCI İŞÇİ HİZMET TESPİT DAVASINI NE ZAMANA KADAR AÇABİLİR?

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması sonucunda kendisine sigorta yapılmayan yabancı işçi hizmet tespit davasını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açmalıdır. Beş yıllık süre, SGK’nın işçinin çalışmasından tümüyle habersiz olduğu durumlar için geçerlidir. Böylece, işçinin işe giriş bildirgesi hiç verilmemişse ya da SGK tarafından tespit edilemiyorsa süre beş yıldır. İşe giriş bildirgesinin verildiği fakat daha sonraki dönemlerde primlerin yatırılmadığı ya da aylık prim ya da hizmet belgesinin verilmediği durumlarda ise hak düşürücü süre bulunmaz.

“Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.” (Y. 10. HD., E. 2017/6662 K. 2019/8451 T. 12.11.2019).

YABANCI İŞÇİNİN HİZMET TESPİT DAVASINDAN FERAGATİ

Hizmet tespit davası kamu düzenine ilişkindir. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılığın önlenmesi ile temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için hizmet tespit davası özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmelidir. Bu sebeple yargılamada tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmemelidir. Bu dava sigortalının feragatiyle ya da işverenin kabulüyle sona ermez. Dolayısıyla yabancı işçiye sigorta yapılmaması sonucunda açılan hizmet tespit davalarında işçinin feragati sonuç doğurmaz.

“Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez”. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.” (Y. 10. HD., E. 2012/21998 K. 2013/13304 T. 12.06.2013).

YABANCI İŞÇİ HİZMET TESPİT DAVASI KARARI

Hizmet tespit davasında, yabancının çalıştığı halde sigortalı olarak bildirilmediği süre, prim ödeme gün sayısı ve o günlere tekabül eden prime esas kazanç miktarı tespit edilir. Mahkeme kararı sonrasında SGK, işverenden tespiti yapılan döneme ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmesini ister. Ayrıca ödenmemiş primler ile gecikme cezası ve gecikme zammını işverenden tahsil eder. Daha sonra işverene idari para cezası uygular. İdari para cezasının miktarı işverenin yabancı işçiyi sigortasız çalıştırdığı süreye göre değişiklik gösterir.

YABANCIYA SİGORTA YAPILMAMASI ŞİKAYET

Yabancıya sigorta yapılmaması durumunda Çalışma Hayatı İletişim Merkezi Alo 170 aranarak sigortasız işçi çalıştırıldığı ihbar edilebileceği gibi SGK’ya şikâyet dilekçesi de verilebilir. İnceleme ve denetim sonucunda yabancı işçiye sigorta yapılmaması hususu tespit edilirse işveren hakkında cezai işlem uygulanır.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI CEZASI

İşverenin yabancı işçiye karşı sigorta yapma zorunluluğu vardır. Yabancı işçiye sigorta yapılmaması durumunda işverene idari para cezası verilir. 6735 sayılı kanun md. 23’de ise bu fiillerin tekrarı halinde idari para cezalarının bir kat artırılarak uygulanacağı ifade edilmiştir.

ÇALIŞMA İZNİ BULUNMAYAN YABANCI ÇALIŞTIRMA CEZASI

Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işverenlere her bir yabancı için 2023 yılında 35815 TL ceza verilmektedir.

YABANCININ İZİNSİZ ÇALIŞMA CEZASI

Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya 2023 yılında 14318 TL ceza verilmektedir. Çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya ise 2023 yılında 28655 TL ceza verilmektedir.

YABANCININ ÇALIŞTIRMA BİLDİRİMİNİN SÜRESİNDE YAPILMAMASI CEZASI

6735 sayılı Kanunda öngörülen bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız ve süresiz izinle çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir yabancı için 2023 yılında 2378 TL ceza verilmektedir.

YABANCININ KENDİSİNE YASAKLI BİR İŞTE ÇALIŞMASI

Yabancıların bazı işlerde çalışması yasaktır. Yabancının bu işlerde çalışması kamu düzeni gereğince yasaklanmıştır. Yasağa aykırılık durumunda iş sözleşmesi kesin olarak hükümsüz olur. Kesin hükümsüz olan sözleşmeye dayanılarak çalışılmış olunması durumunda sözleşme geçerli hale gelmez. Buna göre, kesin hükümsüz sayılan iş sözleşmesine dayanarak çalışmış olan yabancı, işçi sayılamaz ve bu kişi işçilikle ilgili herhangi bir haktan yararlanamaz. Çalışmasına izin verilmeyen bir işte çalışan yabancıya sigorta da yapılamaz. Aynı durum, yabancının çalışma izni olmadan çalışması durumunda da söz konusudur. Dolayısıyla çalışma izni olmadan çalışan yabancı işçilikle ilgili herhangi bir haktan yararlanamaz.

“Mahkemece yapılacak iş; davanın kamu düzenini ilgilendirir bir dava olduğu, bu tür davalarda re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu gözetilerek, öncelikle davacının çalışma iddiasına konu olan işin kanunlarla sadece Türk vatandaşlarına saklı tutulmuş bir iş niteliğinde olup olmadığı araştırılmalı, yabancıların çalışmasında engel bulunmayan bir iş niteliğinde olduğunun tespiti…” (Y. 10.HD 2013/14038 E., 2014/327 K., 16.01.2014).

YABANCI İŞÇİ SİGORTASI NASIL YAPILIR?

Yabancı işçi sigortası nasıl yapılır hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YABANCI İŞÇİ SİGORTA GİRİŞİ

Yabancı işçi sigorta girişi hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YABANCI İŞÇİ ÇALIŞMA SİGORTA PRİMİ

Yabancı işçi çalışma sigorta primi hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YABANCI UYRUKLU SİGORTALI İŞE GİRİŞ

Yabancı uyruklu sigortalı işe giriş hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YABANCI UYRUKLU İŞÇİ SİGORTA FİYATLARI

Yabancı uyruklu işçi sigorta fiyatları hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YABANCI UYRUKLU İŞÇİ SİGORTA GİRİŞİ NASIL YAPILIR

Yabancı uyruklu işçi sigorta girişi nasıl yapılır yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

YABANCI İŞÇİ SİGORTA KODU

Yabancı işçi sigorta kodu hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

YABANCI İŞÇİ SİGORTA PRİMİ NE KADAR 2023

Yabancı işçi sigorta primi ne kadar 2023 hususu yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI MAHKEME

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması mahkeme hususu yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI İDARİ PARA CEZASI

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması idari para cezası yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI AVUKATI

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması avukatı yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

YABANCI İŞÇİYE SİGORTA YAPILMAMASI ANKARA AVUKATI

Yabancı işçiye sigorta yapılmaması Ankara avukatı yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirilmiştir.

İlgili yazılarımız;

https://www.hkavukatlik.com/hizmet-tespit-davasi/

https://www.hkavukatlik.com/calisma-izni-ihlali-sebebiyle-sinir-disi/

https://www.hkavukatlik.com/sinir-disi-etme-kararina-itiraz/

https://www.hkavukatlik.com/idari-gozetim-kararina-itiraz/

,

OCREVUS İLACI SGK DAVASI

OCREVUS İLACI SGK DAVASI ANKARA AVUKATI

Ocrevus ilacı SGK davası, multipl skleroz (MS) hastalığının tedavisinde hayati derecede önemli olması sebebiyle mutlaka kullanılması gereken Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus isimli ilacına ait bedellerin hiçbir kesinti yapılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanması, yargılama süreci için bu hususta ihtiyati tedbir / yürütmeyi durdurma kararı verilmesi, dava açılıncaya kadar Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus isimli ilacın temini sonrasında eksik ödenen bedellerin tahsiline karar verilmesi istemli davadır. Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası, SGK ve sağlık hukuku mevzuatına hâkim avukatlar tarafından yürütüldüğünde başarılı sonuçlar alınır.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI İLE BENZER YAZILARIMIZ

Kanser ilacı SGK başvurusu yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Keytruda SGK başvurusu yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

SGK kanser ilacı davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Optivo (Nivolumab) SGK iptal davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Iclusig İlacı SGK Davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Selinexor İlacı SGK Davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Lynparza İlacı SGK Davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

Tecentriq ilacı SGK davası yazımız için linke tıklayınız (yazıya buradan ulaşabilirsiniz).

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS HANGİ HASTALIKTA KULLANILIR?

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus, Ataklarla Seyreden Multipl Skleroz (RMS) ve Primer Progresif Multipl Skleroz (PPMS) hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Multipl Skleroz (MS) hastalığı, omurilik, beyin ve optik sinirlerin oluşturduğu merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalıktır. MS hastalığı neticesinde hasara ve enflamasyona uğrayan sinir sistemi gerektiği gibi çalışamaz. MS hastalığının tedavisinde birçok ilaç ve tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Bunlardan birisi de Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacıdır. Diğer ilaç ve tedavi yöntemleri neticesinde hastalığın ilerlemesinin durmadığı durumlarda Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı reçete edilir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI NASIL TEMİN EDİLİR?

Yakın bir tarihe kadar SGK tarafından karşılanan Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı ayakta tedavi gören hastalar için geri ödeme listesinden çıkarılmıştır. Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacının pahalı olması ve SGK tarafından karşılanmaması, hastaları ilacı alamama noktasına getirmiş ve mağduriyet oluşturmuştur.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI İÇİN SGK’YA BAŞVURU

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı bedellerinin herhangi bir kesinti yapılmaksızın tamamen karşılanması için SGK’ya başvuru yapılabilir. Ancak SGK, başvuru yapan kişilere geri ödeme listesinden çıkarıldığı için ilaç bedellerinin karşılanmadığı yönünde cevap vermektedir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI

SGK’nın Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı bedelini karşılamaması hatalı ve hastaların haklarını ihlal eder niteliktedir. Söz konusu durumun devam etmesi durumunda hastalar bu ilacı alamayacak ve olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacaklardır. Dolayısıyla, kullanılması hayatiyet arz ettiği uzman hekimlerce belirtilen ilacın bedelinin tamamen karşılanmaması durumunda hastalar ilaç bedellerini ödeyemeyecek ve tedaviden yoksun kalacaklardır. Dolayısıyla, SGK’nın haksız ve hukuka aykırı red kararına karşı hastaların Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası açmaları gerekmektedir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI TALEPLER

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası için tedaviden sorumlu hekimler tarafından reçete edildiği sürece ilacın hiçbir kesinti yapılmaksızın SGK tarafından karşılanması, hastanın bu ilacı yargılama sırasında vakit kaybetmeksizin kullanmak zorunda olduğu, ilacı kendi imkanlarıyla temin edememesi halinde uygun tedaviyi göremeyeceği ve tedavinin aksaması durumunda telafisi imkansız zararlara uğrayabileceği nazara alınarak ilacın hiçbir kesinti yapılmaksızın dava süresince SGK tarafından karşılanması ve ilacın temini sonrasında eksik ödenen tutarların SGK’dan tahsiline karar verilmesi talep edilmelidir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI GÖREVLİ MAHKEME

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası görevli mahkeme, hastanın sağlık güvencesi kapsamında değişiklik göstermektedir. Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası, hastanın sosyal güvencesine göre iş mahkemesi veya idare mahkemesinde açılmalıdır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (5510 sayılı Kanun) md. 101, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini düzenlemektedir.

5754 sayılı Kanun‘un yürürlüğe girmesinden (01.08.2018) önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar ise Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası için idare mahkemesine başvuru yapmalıdırlar.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI ÖDENEN BEDELLERİN İADESİ

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası sırasında, SGK tarafından verilen kararın iptali yanında daha önce ödenen tutarların iadesi de talep edilebilir. Bunun neticesinde, ilaç için dava tarihinden önce ödenen tutarların tamamı iade alınabilir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI İHTİYATİ TEDBİR

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası görevli mahkemenin iş mahkemesi olması durumunda, dava sırasında ilaç bedellerinin tamamının SGK tarafından karşılanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talep edilebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) md. 389 kapsamında, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacaksa ya da tamamen imkânsız hâle gelecekse veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacaksa uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmelidir. Bunun için dayanılan ihtiyati tedbir sebebi ve türü açıkça belirtilmeli ve davanın esası yönünden haklılık yaklaşık olarak ispat edilmelidir. Hakların derhâl korunmasında zorunluluk bulunması hâlinde ise karşı taraf dinlenmeden de tedbire karar verilebilir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI YÜRÜTMEYİ DURDURMA

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası görevli mahkemenin idare mahkemesi olması durumunda, dava sırasında ilaç bedellerinin SGK tarafından karşılanmasına ilişkin yürütmenin durdurulması talep edilebilir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) md. 27/2 kapsamında, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Ancak ilacın bu süreçte alınmaması, hastanın hayatını tehlikeye sokarak yaşam hakkını ihlal edecekse idari işlemin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.

OCREVUS İLACI SGK DAVASINDAN SONRA YAPILACAKLAR

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası sırasında ihtiyati tedbir veya yürütmeyi durdurma kararı verilmesi durumunda alınan kararın SGK’nın ilgili birimine sunulması gerekir. Bu durumda, söz konusu ilaç bedellerinin tamamı SGK tarafından karşılanır.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI ADLİ YARDIM

HMK md. 334 kapsamında, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olanlar, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. Bunun neticesinde dava harç ve masraflardan muaf olunur. Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası sırasında da adli yardım talep edilerek hastanın yargılama giderlerini ödemesi engellenebilir.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası sırasında, öncelikle davacıya ait tüm tedavi evrakları celp edilerek SGK mevzuatı çerçevesinde inceleme yapılır. Bu kapsamda, söz konusu ilacın hastalığın tedavisinde hayati önemi haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığı, kullanılmasının tıbben ve fennen hastanın iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağı, ilacın hangi tür hastalıklarda hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağı, ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığı bilirkişi marifetiyle tespit edilir. Buna ilişkin sağlık kurulu raporu için üniversitelerin ilgili anabilim dalında görevli hekimler görevlendirilir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI KABULÜ

Bilirkişi raporu alındıktan sonra dosya içerisinde yer alan mevcut görüş, karar ve raporlar irdelenip varsa çelişkiler giderilir. İlacın, anılan hastalığın tedavisinde kullanılmasının hayati önemi haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ilaç bedelinin uygunluğu yönünden ve katkı payı da irdelenecek denetime elverişli hesap raporu alınır. Bunun sonucuna göre de karar verilir. Dolayısıyla, hastaya doğru teşhis konulup konulmadığı, anılan ilacın uygun olarak seçilip seçilmediği, dozu ve uygulama süresinin belirlenip belirlenmediği ve reçeteye bağlanıp bağlanmadığı, hastalığının ilerlemesinin durup durmadığı, hastanın tedavide fayda görüp görmediği gibi birçok husus incelendikten sonra davanın kabulüne karar verilir.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS İLACI SGK DAVASI KAZANANLAR

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus ilacı SGK davası kazananlar hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS SATIN ALMA

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus satın alma hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

MS İLACI OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS

MS ilacı Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCREVUS 300 MG FİYATI

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus 300 mg fiyatı 2023 Haziran ayı itibariyle 57.200,00-TL’dir.

OCREVUS 300 MG DEVLET KARŞILIYOR MU?

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus 300 mg devlet karşılıyor mu hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS KULLANANLAR

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus kullananlar hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCRELİZUMAB ETKEN MADDELİ OCREVUS SGK KARŞILIYOR MU

Ocrelizumab etken maddeli Ocrevus SGK karşılıyor mu hususunda yukarıdaki yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCREVUS 300 MG 2023 FİYATI

Ocrevus 300 mg fiyatı 2023 Haziran ayı itibariyle 57.200,00-TL’dir.

OCRELİZUMAB 2023 FİYATI

Ocrelizumab 300 mg fiyatı 2023 Haziran ayı itibariyle 57.200,00-TL’dir

OCRELİZUMAB İLACI SGK DAVASI AVUKATI

Ocrelizumab ilacı SGK davası avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI AVUKATI

Ocrevus ilacı SGK davası avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCRELİZUMAB İLACI SGK DAVASI ANKARA AVUKATI

Ocrelizumab ilacı SGK davası Ankara avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI ANKARA AVUKATI

Ocrevus ilacı SGK davası Ankara avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCRELİZUMAB İLACI SGK DAVASI İSTANBUL AVUKATI

Ocrelizumab ilacı SGK davası İstanbul avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI İSTANBUL AVUKATI

Ocrevus ilacı SGK davası İstanbul avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCRELİZUMAB İLACI SGK DAVASI İZMİR AVUKATI

Ocrelizumab ilacı SGK davası İzmir avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OCREVUS İLACI SGK DAVASI İZMİR AVUKATI

Ocrevus ilacı SGK davası İzmir avukatı hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SGK’YA KARŞI MS İLACI DAVASI KAZANANLAR

SGK’ya karşı MS ilacı davası kazananlar hususunda yukarıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

,

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU PARASAL SINIRLAR 2023

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU PARASAL SINIRLAR 2023

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU PARASAL SINIRLAR 2023 NEDİR?

Sigorta Tahkim Komisyonu parasal sınırlar 2023, uyuşmazlığın heyet tarafından incelenmesi, hakem kararlarına karşı Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz veya itiraz üzerine verilen hakem kararları için temyiz hususunda 2023 yılında belirlenen sınırlardır.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU PARASAL SINIRLAR 2023 YILINDA DEĞİŞTİ Mİ?

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu md. 30/21’de, ilgili maddede yer alan maktu para miktarlarının, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Üretici Fiyatları Endeksi artış oranını aşmamak suretiyle artırılabileceği düzenlenmiştir. Bu yetki Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından kullanılarak 16.04.2022 tarihli Sigortacılık Kanununun 30 uncu Maddesinin On İkinci ve On Beşinci Fıkralarında Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ (Eski Tebliğ) yayımlanmış ve Sigorta Tahkim Komisyonu parasal sınırlar değiştirilmiştir. Daha sonrasında 28.02.2023 tarihli Sigortacılık Kanununun 30 uncu Maddesinin On İkinci ve On Beşinci Fıkralarında Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Yeni Tebliğ) yayımlanmış ve Sigorta Tahkim Komisyonu parasal sınırlar 2023 yılında tespit edilmiştir.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU ÖNCEKİ PARASAL SINIRLAR NEDİR?

Sigorta Tahkim Komisyonu önceki parasal sınırlar, Eski Tebliğ ile düzenlenmişti. İlgili düzenleme, uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği yüz yedi bin Türk Lirasına kadar olan kararların her iki taraf için kesin olduğu, yüz yedi bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebileceği düzenlenmişti.

Heyet teşekkülü hususu ise Tebliğ md. 3/3’te düzenlenmişti. İlgili düzenleme, Komisyon’un, işin niteliğine bağlı olarak en az üç sigorta hakeminden oluşan bir heyet oluşturulmasına karar verebileceği, uyuşmazlık konusu miktarın yirmi dört bin Türk Lirası ve üzerinde olduğu durumlarda heyet teşekkülünün zorunlu olduğu düzenlenmişti.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU YENİ PARASAL SINIRLAR NEDİR?

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU NEZDİNDE İTİRAZ SINIRI

Yeni Tebliğ md. 2’de, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusu yapılan on beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, on beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz edilebileceği düzenlenmiştir.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU KARARLARINA KARŞI TEMYİZ SINIRI

Yeni Tebliğ md. 2’de, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen hakem kararları için temyize gidilebileceği düzenlenmiştir.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU HEYET TEŞEKKÜLÜ SINIRI

Yeni Tebliğ md. 2’de, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan elli bin Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında heyet teşekkülünün zorunlu olduğu ifade edilmiştir.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU PARASAL SINIRLAR YÜRÜRLÜK TARİHİ

Yeni Tebliğ md. 3’te, bu Tebliğ’in yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği ifade edilmiştir. Yeni Tebliğ 28.02.2023 tarihinde yayımlandığı için bu tarihte yürürlüğe girecektir. Yukarıda belirtilen parasal sınırlar, Yeni Tebliğ’in yürürlüğe girdiği 28.02.2023 tarihinden sonra yapılan uyuşmazlık başvuruları için geçerli olacaktır.

GENEL BİLGİ

SİGORTA DAVALARI ANKARA AVUKATI

Sigorta davaları Ankara avukatı hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SİGORTADAN PARA ALINMASI ŞARTLARI

Sigortadan para alınması şartları hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASI TAZMİNAT ALMA SÜRECİ

Trafik kazası tazminat alma süreci hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASINDA YARALANDIM NE YAPMALIYIM

Trafik kazasında yaralandım ne yapmalıyım hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

VUR KAÇ DURUMUNDA TAZMİNAT ALABİLİR MİYİM

Vur kaç durumunda tazminat alabilir miyim hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASI SONRASINDA İFADE VERME

Trafik kazası sonrasında ifade verme hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASI DAVASI AVUKATI

Trafik kazası davası avukatı hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

ANKARA TRAFİK KAZASI AVUKATI

Ankara trafik kazası avukatı hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

ANKARA TRAFİK KAZASI DAVASI

Ankara trafik kazası davası hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASI AVUKAT ÜCRETLERİ

Trafik kazası avukat ücretleri hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

İlgili konular için bkz.

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasinda-asli-kusur/

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasi-tespit-tutanagi/

https://www.hkavukatlik.com/alkollu-trafik-kazasinda-rucu/

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasinda-cenaze-giderleri/

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasinda-hatir-tasimasi/

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasinda-muterafik-kusur/

https://www.hkavukatlik.com/olumlu-trafik-kazasi-tazminati/

,

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINA BAŞVURU

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINA BAŞVURU

Zorunlu deprem sigortasına başvuru, binalarda depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem nedeniyle ortaya çıkan dolaylı zararları teminat altına alan zorunlu sigortaya yapılan başvurudur. Zorunlu deprem sigortasına başvuru yanında süreç hakkında açıklanması gereken birçok husus bulunmaktadır. Bu kapsamda aşağıda, zorunlu deprem sigortası yapılabilecek binalar, zorunlu deprem sigortası yapılamayacak binalar, zorunlu deprem sigortası primi, zorunlu deprem sigortası sigorta bedeli, zarar gören veya yıkılan taşınmazın zorunlu deprem sigortasının olup olmadığı, zorunlu deprem sigortasının devam edip etmediği, zorunlu deprem sigortasının hangi zararları karşıladığı, zorunlu deprem sigortasının karşılamadığı zararlara ilişkin ihtiyari sigorta yapılıp yapılamayacağı, zorunlu deprem sigortasında depremden sonra yapılması gerekenler, zorunlu deprem sigortasına başvuru, zorunlu deprem sigortasında hasar tespiti, zorunlu deprem sigortasında tazminatın nasıl belirleneceği, zorunlu deprem sigortasında tazminatın ne zaman ödeneceği ayrı ayrı incelenecektir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI NEDİR?

Zorunlu deprem sigortası, depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem nedeniyle ortaya çıkan yangın, infilak, tsunami ve yer kayması sonucu oluşan maddi zararları teminat altına alan sigortadır.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA MUHATAP KİMDİR?

Zorunlu deprem sigortasında muhatap Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)’dur. Sigorta teminatı münhasıran DASK tarafından verilir. Bu sebeple zararın oluşması durumunda zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılabilir. Bu teminat, şartların gerekli kılması durumunda ve Hazine ve Maliye Bakanı tarafından uygun görülmesi hâlinde sigorta şirketleri ile müştereken de verilebilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI SÜRESİ NE KADARDIR?

Zorunlu deprem sigortası süresi bir yıldır. Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00’de başlar ve öğleyin saat 12.00’de sona erer. Bir yıl tamamlandıktan sonra sözleşme kendiliğinden yenilenmez. Bu sebeple sözleşmenin bitişi takip edilerek sözleşmenin yenilenmesi gerekir. Dolayısıyla zararın sigorta süresi olan bir yıl içinde oluşması durumunda zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılabilir.

DEPREM ZARARLARI DEVLET TARAFINDAN KARŞILANIR MI?

DASK tarafından üstlenilen riskler için ulusal ve uluslararası piyasalardan uygun koşullarda yeterli koruma sağlanamayabilir. Bu durumda, üstlenilen risklerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek kısmı uygun bir bedel karşılığında Devlet tarafından taahhüt edilebilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI YAPILABİLECEK BİNALAR HANGİLERİDİR?

Zorunlu deprem sigortasına tabi yerler, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenlerdir. Söz konusu binalar ve bağımsız bölümler için zorunlu deprem sigortası yaptırılarak zararın oluşması durumunda zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılabilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI HANGİ ZARARLARI KARŞILAR?

Zorunlu deprem sigortası deprem sonucunda ortaya çıkan zararların tamamını karşılamaz. Bu kapsamda, depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarlar sigorta bedeline kadar karşılanır. Binalarda meydana gelecek zararlara, temeller, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, bahçe duvarları, istinat duvarları, tavan ve tabanlar, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar, çatılar, bacalar ve yapının benzer nitelikteki tamamlayıcı kısımları da dahildir. Dolayısıyla burada sayılan zararların oluşması durumunda zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılabilir ve zararlar sigorta bedeline kadar DASK tarafından karşılanır.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASININ ZARARI KARŞILAMADIĞI BİNALAR?

DEPREM SİGORTASI KAMU BİNALARININ ZARARLARINI KARŞILAR MI?

2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’na tâbi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışındadır.

DEPREM SİGORTASI KÖYDEKİ BİNALARIN ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışındadır. Dolayısıyla bu binalara ilişkin olarak zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılsa da zararlar DASK tarafından karşılanmaz.

DEPREM SİGORTASI TİCARİ BİNALARIN ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışındadır.

DEPREM SİGORTASI PROJESİZ BİNALARIN ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Projesi olmayan ve mühendislik hizmeti almamış binalar zorunlu deprem sigortası kapsamı dışındadır.

DEPREM SİGORTASI TAŞIYICI SİSTEMİ ZARAR GÖREN BİNALARIN ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışındadır.

DEPREM SİGORTASI PROJEYE AYKIRI YAPILAN BİNALARIN ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışındadır.

DEPREM SİGORTASI YIKIM KARARI VERİLEN BİNALARIN ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışındadır. Bu binalara ilişkin olarak zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılsa da oluşan zararlar DASK tarafından karşılanmaz.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI HANGİ ZARARLARI KARŞILAMAZ?

DEPREM SİGORTASI ENKAZ KALDIRMA MASRAFLARINI KARŞILAR MI?

Enkaz kaldırma masrafları zorunlu deprem sigortası teminatı dışındadır. Dolayısıyla zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılsa da enkaz kaldırma masrafları DASK tarafından karşılanmaz.

DEPREM SİGORTASI KAR KAYBINI KARŞILAR MI?

Kar kaybı zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Dolayısıyla zorunlu deprem sigortası kar kaybını karşılamaz.

DEPREM SİGORTASI KİRA MAHRUMİYETİNİ KARŞILAR MI?

Kira mahrumiyeti zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Dolayısıyla zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılsa da kira mahrumiyeti DASK tarafından karşılanmaz.

DEPREM SİGORTASI ALTERNATİF İKAMETGAH MASRAFINI KARŞILAR MI?

Alternatif ikametgah masrafı teminat kapsamı dışında olduğu için zorunlu deprem sigortası tarafından karşılanmaz. Ayrıca, iş durması, işyeri masrafları, mali sorumluluklar ve benzeri dolaylı zararlar da zorunlu deprem sigortası tarafından karşılanmaz.

DEPREM SİGORTASI TAŞINIR EŞYA ZARARLARINI KARŞILAR MI?

Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Bu sebeple zorunlu deprem sigortası taşınır mal, eşya ve benzerlerine gelen zararları karşılamaz.

DEPREM SİGORTASI BEDENSEL ZARARLARI KARŞILAR MI?

Ölüm de dahil bedensel zararlar zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Dolayısıyla zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılsa da ölüm de dahil bedensel zararlar DASK tarafından karşılanmaz.

DEPREM SİGORTASI MANEVİ TAZMİNATI KARŞILAR MI?

Manevi tazminat talepleri zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Bu sebeple zorunlu deprem sigortası manevi tazminat taleplerini karşılamaz.

DEPREM SİGORTASI BİNADAN KAYNAKLANAN ZARARLARI KARŞILAR MI?

Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Bu sebeple zorunlu deprem sigortası binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararları karşılamaz.

DEPREM SİGORTASININ KARŞILAMADIĞI DİĞER ZARARLAR NELERDİR?

Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar zorunlu deprem sigortası teminatının dışındadır. Bu sebeple zorunlu deprem sigortası, deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kayması dışında kalan hasarları karşılamaz.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA SİGORTA BEDELİ NASIL TESPİT EDİLİR?

Sigorta bedeli, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı kapsamında belirlenen metrekare bedeli ile aynı meskenin brüt veya yaklaşık yüzölçümünün çarpılması sonucu bulunur. Zorunlu deprem sigortası yapılan bir meskenin azami sigorta bedeli, 2023 yılı için yapı tarzı ayrımı yapılmaksızın en fazla 640.000 TL’dir. Dolayısıyla, zorunlu deprem sigortasına başvuru neticesinde en fazla 640.000 TL ödeme yapılabilir, bu tutarı aşan zararlar içinse diğer sorumlulara gidilebilir.

SİGORTA BEDELİ KONUTUN YENİDEN YAPIM MALİYETİNİ AŞABİLİR Mİ?

Sigorta bedeli, sigortalanan konutun yeniden yapım maliyetini aşamaz. Aşması durumunda sigortanın bu bedeli aşan kısmı geçersiz sayılır. DASK bu durumu sigorta süresi içinde öğrenirse sigorta bedelini indirir ve fazla aldığı primi sigorta ettirene iade eder.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA MUAFİYET VAR MIDIR?

Zorunlu deprem sigortası kapsamında taşınmaza ilişkin her bir hasarda %2 muafiyet uygulanır. Zorunlu deprem sigortasına başvuru neticesinde sigorta bedelinden muafiyet bedeli düşülerek ödeme yapılır. Muafiyet açısından, her bir 72 saatlik dönemde meydana gelen hasarlar bir hasar kabul edildiği için 72 saatlik bölümde birden fazla hasar meydana gelse de bir defa tenzili muafiyet uygulanır.

TAŞIYICI KOLONLAR KESİLMİŞSE ZORUNLU SİGORTA ÖDEME YAPAR MI?

Konut sahibi, binanın ve her bir bağımsız bölümün projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edilmesine veya zayıflatılmasına karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Hasarın projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek tadilat nedeniyle ortaya çıktığı tespit edilirse zorunlu deprem sigortasına başvuru hakkı kaybedilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA HASARDAN SONRA YAPILMASI GEREKENLER

DASK’A 15 GÜN İÇİNDE BİLDİRİM YAPILMASI YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç on beş iş günü içinde DASK’a veya sözleşmeyi yapan sigorta şirketine bildirimde bulunmakla yükümlüdür.

DASK GÖREVLİLERİNİN BİNAYA GİRMESİNE İZİN VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Sigorta ettiren, DASK görevlilerinin veya yetkili kıldığı kimselerin, hasara uğrayan binalara makul amaçlarla ve uygun şekillerde girmesine ve zararı azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmasına izin vermekle yükümlüdür.

DASK’A GEREKLİ BİLGİ VE BELGELERİ VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Sigorta ettiren, DASK’ın isteği üzerine zarar miktarıyla delilleri saptamaya, rücu hakkının kullanılmasına yararlı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri, gecikmeksizin DASK’a vermekle yükümlüdür.

DASK’A ZARARIN TAHMİNİ MİKTARINI BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Sigorta ettiren, zararın tahmini miktarını belirtir yazılı bir bildirimi, makul ve uygun bir süre içinde DASK’a veya yetkili kıldığı kimselere vermekle yükümlüdür.

DASK’A DİĞER DEPREM SİGORTALARINI BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Sigorta ettiren, sigortalı bina üzerinde zorunlu deprem sigortası dışında, deprem teminatı bulunan başkaca sigorta sözleşmeleri varsa bunları DASK’a bildirmekle yükümlüdür.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI HASAR TESPİTİ NASIL YAPILIR?

Zorunlu deprem sigortasına başvuru neticesinde sigorta edilmiş binalarda meydana gelen zararın nedeni, niteliği ve miktarı DASK’ın veya yetkili kıldığı kimselerin belirlemelerine göre taraflar arasında yapılacak anlaşmayla tespit edilir. Büyük ölçekli bir hasar meydana gelmesi durumunda DASK, hasar tespitlerinin süratle yapılabilmesini teminen teknolojik olanaklardan da yararlanabilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA TAZMİNAT NASIL BELİRLENİR?

Zorunlu deprem sigortasında tazminatın hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınır. Ancak sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamaz. DASK ise hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren mümkün olan en kısa süre içerisinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit ederek sigortalıya bildirmek zorundadır.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA TAZMİNAT NE ZAMAN ÖDENİR?

Zorunlu deprem sigortasına başvuru yapıldığında, tazminat miktarının yasa ve poliçe hükümlerine göre tespit edilmesinden sonra DASK, sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır. Deprem sonrasında sigortalılara avans ödemesi de yapılabilir.

DEPREM SİGORTASINDA TAZMİNAT ÖDENDİKTEN SONRA YAPILACAKLAR

DASK’IN RÜCU HAKKI

DASK, yaptığı tazminat ödemesi tutarınca hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde DASK’a intikal eder. Bu sebeple ödenen miktar nispetinde DASK diğer sorumlulara rücu edebilir.

KISMİ HASAR DURUMUNDA ZORUNLU SİGORTA SONA ERER Mİ?

Deprem sonucu tam hasar meydana geldiği takdirde, tazminatın ödenmesi ile birlikte sigorta teminatı sona erer. Kısmi hasar halinde ise sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren, ödenen tazminat tutarı kadar eksilir.

TAŞIYICI KOLONLAR TAMİR EDİLİRSE SİGORTA DEVAM EDER Mİ?

Binanın taşıyıcı sistemine etki eden hasarlarla ilgili olarak, teminatın tekrar işlerlik kazanabilmesi için konutun eksper raporunda belirtilen makul süre içinde onarılması gerekir. Aksi takdirde poliçe vadesi süresince oluşabilecek müteakip hasarlar ödenmez.

ONARILAN BİNADA SİGORTA BEDELİ YÜKSELTİLEBİLİR Mİ?

Sigorta bedelinin eksildiği hallerde, hasarlı binanın, hasardan bir gün önceki haline getirildiği tarihten itibaren başlamak üzere, gün esası ile prim alınmak suretiyle sigorta bedeli yükseltilebilir.

DASK SÜRESİNİN DOLMASI DURUMUNDA TAZMİNAT ALINABİLİR Mİ?

Konut sahibi, sigorta sözleşmesini her yıl yenilemek zorundadır. Sigorta sözleşmesinin poliçe bitiş tarihine kadar yenilenmemesi durumunda teminata ilişkin sorumluluk sona ereceğinden zorunlu deprem sigortasına başvuru yapılsa da DASK tarafından ödeme yapılmaz.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA BEYAN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLALİ

DASK’A YANLIŞ BİLGİ VERİLMESİ SEBEBİYLE EKSİK ÖDEME YAPILMASI

DASK, sigorta sözleşmesini, sigorta ettirenin, rizikonun gerçek durumunu bildiren beyanına dayanarak yapar. Sözleşme düzenlenirken sigorta ettiren, meskenin brüt yüzölçümü, yapı tarzı, adresi, geçmiş depremlerde hasar durumu gibi bilgileri yanlış vermemiş olsaydı DASK sözleşmeyi daha ağır şartlarla yapacaktıysa DASK veya aracı sigorta şirketi durumu öğrendiği andan itibaren 15 gün içerisinde prim farkının ödenmesini sigorta ettirenden talep eder. Gerçeğe aykırı beyan hali, depremden sonra öğrenilmiş ise tazminat, alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki orana göre ödenir. Örnek olarak doğru bilgi verilmiş olsaydı alınması gereken prim alınan primin iki katı olacaktıysa ödenecek tazminat ödenmesi gereken tazminatın yarısı kadar azalır.

DASK’IN SÖZLEŞMEDEN CAYMASI

Sigorta ettirenin geçmiş depremlerdeki orta veya daha ağır hasar durumunu kasıtlı olarak beyan etmediği anlaşılırsa DASK, riziko gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir. Bu durumda tazminat ödenmeyeceği gibi prim de iade edilmez.

DASK’IN SÖZLEŞMEYİ FESHETMESİ

Sigorta ettiren, sigorta süresi içinde sigortalı meskende mevzuata aykırı değişiklik yapmışsa DASK sözleşmeyi feshedebilir.

BİRDEN FAZLA ZORUNLU DEPREM SİGORTASI YAPILMASI

Aynı yer için birden fazla zorunlu deprem sigortası yaptırılmışsa zorunlu deprem sigortası sözleşmesi, başlangıcından itibaren iptal edilir ve primin tamamı sigorta ettirene iade edilir.

DASK YAPILAMAYACAK YERE ZORUNLU DEPREM SİGORTASI YAPILMASI

Sigorta kapsamı dışında kalan bir yere yanlışlıkla zorunlu deprem sigortası yapılmışsa, sözleşme başlangıcından itibaren iptal edilir ve primin tamamı sigorta ettirene iade edilir.

EVE BİRDEN ÇOK SİGORTA YAPILABİLİR Mİ?

Aynı taşınmaz için birden çok zorunlu deprem sigortası yaptırılamaz. Ancak, zorunlu deprem sigortası yapılan taşınmazın değeri 640.000 TL’nin üzerinde ise, zorunlu deprem sigortası yapılmış olmak kaydıyla, bu tutarın üzerindeki kısım için ihtiyari deprem sigortası yapılabilir.

EVİN SATIŞI DURUMUNDA ZORUNLU DEPREM SİGORTASI DEVAM EDER Mİ?

Sigorta süresi içinde menfaat sahibinin değişmesi halinde, sözleşme yeni menfaat sahibi ile devam eder. Bu durumda yeni menfaat sahibi, sigortaya ait devir zeyilnamesini yaptırmak ve satış işleminin tamamlanabilmesi için zeyilnameyi ilgili tapu müdürlüğüne ibraz etmekle yükümlüdür. Bunun dışındaki hallerde ise, sigorta ettiren ve sigortanın varlığını öğrenen yeni menfaat sahibi, durumu 15 gün içerisinde sözleşmeye aracılık yapan sigorta şirketine bildirmekle yükümlüdür.

DASK BİLDİRİMİ NEREYE YAPILIR?

Sigorta ettiren, bildirimleri yazılı olarak DASK adına sözleşmeye aracılık yapan sigorta şirketine yapabilir. DASK veya adına yetkili kıldığı sigorta şirketi ise bildirimleri taraflara imza karşılığı elden verilen mektupla ya da sigorta ettirenin poliçede gösterilen adresine veya bu adres değişmişse, son bildirilen adresine yazılı olarak yapabilir. DASK tarafından yapılan ihbarlar, postaya veya notere verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINA KARŞI DAVA AÇILMASI

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA SİGORTA TAHKİM

Zorunlu deprem sigortasına başvuru neticesinde sorumlulukların yerine getirilmemesi durumunda sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Zorunlu deprem sigortası sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle DASK’ın bulunduğu veya rizikonun gerçekleştiği yerde ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemelerde DASK aleyhine dava açılabilir. DASK ise davalının ikametgahının bulunduğu yerde ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemelerde sorumlular aleyhine dava açabilir.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA ZAMANAŞIMI

Zorunlu deprem sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler, sözleşmenin sona ermesinden itibaren iki yılda zamanaşımına uğrar.

 

Benzer yazılara ilişkin bkz.

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-policesine-itiraz/

https://www.hkavukatlik.com/bina-tamamlama-sigortasi/

https://www.hkavukatlik.com/bitkisel-urun-sigortasinda-muafiyet/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonunun-manevi-tazminati-inceleme-yetkisi/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonu-parasal-sinirlar/

,

Güvence Hesabına Karşı Dava

Güvence Hesabına Karşı Dava Avukatı

Güvence hesabına karşı dava konusu incelenmeden önce güvence hesabının hangi amaçla oluşturulduğu üzerinde durulmalıdır. Güvence hesabı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile mülga 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde oluşturulmuştur.

Konuya ilişkin olarak aşağıda güvence hesabının karşıladığı zararlar, maddi zararları karşılayıp karşılamadığı, araç değer kaybını karşılayıp karşılamadığı gibi hususlar yanında teminat limiti, kaza tespit tutanağının önemi, kusur oranı, dava şartı arabuluculuk, görevli mahkeme, dava masrafları, icra takibi, icra takibine itiraz, ödeme yapılması, talep edenlerin çokluğu, rücu davası ve Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.

A- Güvence Hesabına Karşı Dava Nedir?

Güvence hesabına karşı dava, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu md. 13’te sayılan şartların oluşması durumunda tazminatların güvence hesabından tahsili amacıyla açılabilecek davadır.

B- Güvence Hesabı Hangi Zararları Karşılar?

Güvence hesabına karşı dava açılabilmesi için aşağıdaki şartların oluşması gerekir.

1- Sigortalının Tespit Edilememesi Durumunda Güvence Hesabına Karşı Dava

Sigortalının tespit edilememesi durumunda bedensel zararlar için güvence hesabına karşı dava açılabilir. Örnek olarak, araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi neticesinde (konuya ilişkin yazı için tıklayınız) zararı karşılayacak kişilerin tespit edilememesi halinde güvence hesabına karşı dava açılabilir.

2- Araç Sigortasının Bulunmaması Durumunda Güvence Hesabına Karşı Dava

Rizikonun meydana geldiği tarihte sigortası bulunmayan aracın neden olduğu bedensel zararlar için güvence hesabına karşı dava açılabilir. Dolayısıyla kazanın oluşmasında kusurlu olan aracın sigortası (konuya ilişkin yazı için tıklayınız) bulunmasa da güvence hesabına karşı dava açılarak tazminatlar talep edilebilir.

3- Poliçe Teminatının Düşük Olması Durumunda Güvence Hesabına Karşı Dava

Rizikonun meydana geldiği tarihte zorunlu olan teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasında fark varsa bu fark kadar güvence hesabına karşı dava açılabilir. Dolayısıyla kazanın oluşmasında kusuru bulunan aracın sigorta poliçesi zorunlu teminat limitlerinden düşükse bedensel zararlar açısından aradaki fark kadar güvence hesabına karşı dava açılabilir.

4- Sigorta Şirketinin Ruhsatının İptali Durumunda Güvence Hesabına Karşı Dava

Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptali ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için güvence hesabına karşı dava açılabilir. Burada bedensel zararlar yanından maddi zararlar da teminat altına alınmıştır.

5- Aracın Çalınması Durumunda Güvence Hesabına Karşı Dava

KTK md. 107 gereğince işleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse sorumlu tutulamaz. Bu kapsamda, çalınmış veya gasbedilmiş bir aracın karıştığı kazada, işleten KTK md. 107 gereğince sorumlu tutulmadığını ispat ederse bedensel zararlar için güvence hesabına karşı dava açılabilir.

C- Güvence Hesabı Maddi Zararı Karşılar Mı?

Sigortacılık Kanunu md. 14/2’de gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen güvence hesabı tarafından karşılanmasına Bakanlar Kurulu (Cumhurbaşkanı)’nun yetkili olduğu belirtilmiştir. Bunun yanında Sigortacılık Kanunu md. 14/2-c gereğince zarardan sorumlu aracın sigortasını yapan şirketin mali bünye zaafiyetine uğraması durumunda maddi zararlar için de güvence hesabına gidilebilir. Dolayısıyla güvence hesabı bu durumlarda maddi zararları karşılar.

D- Güvence Hesabı Araç Değer Kaybı Davası

Kural olarak araç değer kaybından kaynaklı talepler için güvence hesabına karşı dava açılamaz. Ancak zarardan sorumlu aracın sigortasını yapan şirketin mali bünye zaafiyetine uğraması durumunda araç değer kaybı tazminatı için güvence hesabına gidilebilir.

E- Güvence Hesabı Teminat Limitleri

Güvence Hesabı Yönetmeliği md. 17 gereğince güvence hesabı, zorunlu sigorta teminatı sınırları içinde yaptığı ödemeler ile borcundan kurtulur. Zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan zararlar ise ancak zarara sebebiyet veren veya hukuken sorumlu olanlardan talep edilebilir.

F- Güvence Hesabına Karşı Davada Trafik Kazası Tespit Tutanağı

Trafik kazası tespit tutanağı, güvence hesabına karşı açılacak dava açısından önem taşır. Nitekim, sorumluların tespiti, zararın güvence hesabı tarafından karşılanacak zararlardan olup olmadığı, kusur oranı gibi hususlar temel olarak kaza tespit tutanağına göre tespit edilir. Bunun yanında güvence hesabının karşılayacağı zararlarda kaza tespit tutanağının genel olarak kolluk kuvveti veya zabıta tarafından düzenlenmesi aranmaktadır (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

G- Güvence Hesabına Karşı Davada Kusur Oranı

Güvence hesabına karşı açılacak davada kusur oranı talep edilecek tazminatın tutarını etkileyen en önemli unsurdur. Kusur oranının doğru bir şekilde belirlenmesi için ise kaza tespit tutanağı, tanık beyanları, mobese görüntüleri ve kamera kayıtlarından yararlanılabilir (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

H- Güvence Hesabına Başvuruda Sigorta Tahkim Komisyonu

Güvence Hesabı Yönetmeliği ek md. 2 gereğince güvence hesabından faydalanacak kişiler ile güvence hesabı arasında meydana gelecek sigorta hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilecektir (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

İ- Güvence Hesabına Karşı Dava Masrafları

Güvence hesabına karşı dava masrafları tercih edilen yargılama usulüne göre değişkenlik gösterir. Uyuşmazlığın Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru suretiyle çözülmesi durumunda yargılama masrafı olarak başvuru ücreti ve bilirkişi ücretleri, mahkeme eliyle çözülmesi durumunda ise dava harç ve masrafları ödenmektedir. Mahkeme eliyle çözülen davalarda yargılama masrafları nispeten yüksektir.

J- Güvence Hesabına Karşı Dava Görevli Mahkeme

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) md. 1483/1’de sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dallarda zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiştir. TTK md. 4/1-a’da ise her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. İlgili düzenlemelerden hareketle zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Güvence hesabının sorumluluğunun TTK md. 1483/1’den kaynaklandığı ve TTK’dan kaynaklanan davaların TTK md. 4/1-a uyarınca ticari dava sayıldığı gözetildiğinde güvence hesabına karşı açılan davada asliye ticaret mahkemesi görevli olacaktır.

Somut uyuşmazlıkta; davacı … zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan davalının işleteni ve sürücüsü olduğu aracın neden olduğu kazada yaralanan dava dışı kişiye ödediği ve dava dışı şahsa ait araçta ise çarpmanın etkisi ile oluşan hasardan doğan zararı da ödediği tazminatı, haksız fiilden sorumlu olan davalıdan rücuan talep etmektedir. Güvence Hesabının sorumluluğunun TTK’nın 1483/1. maddesinden kaynaklanmasına ve aynı Kanunun 4. maddesine göre TTK’dan kaynaklanan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağının açıkça belirtilmesine göre, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” (YARGITAY 5. HD. 2020/7592 E., 2020/9097 K., 03.11.2020 T.)

K- Güvence Hesabına Karşı Dava Şartı Arabuluculuk

TTK md. 5/A’da TTK md. 4’de belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak değerlendirilmiştir. Güvence Hesabı’na karşı açılacak dava da TTK md. 4 kapsamında ticari dava sayıldığından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmalıdır.

L- Güvence Hesabı İcra Takibi ve İcra Takibine İtiraz

Dava açılmadan önce güvence hesabının sorumlu olduğu tutar belirlenerek ilamsız icra takibi yapılabilir. Ancak icra takibine karşı genel olarak itiraz edildiği için akabinde itirazın iptali davası açılması gerekir.

M- Güvence Hesabı Tarafından Ödeme Yapılması

Güvence Hesabı Yönetmeliği md. 14 gereğince güvence hesabı tarafından gerekli inceleme yapıldıktan sonra, tazminat miktarında ve hak sahiplerinde tereddüt bulunmadığı takdirde belirlenen miktar hak sahiplerine ödenmektedir.

N- Güvence Hesabından Tazminat Talep Edenlerin Çok Olması

Güvence Hesabı Yönetmeliği md. 18 gereğince aynı olayda zarar görenlerin tazminat giderleri, yürürlükteki zorunlu sigorta teminat tutarlarından fazlaysa zarar görenlerden her birinin güvence hesabına karşı yöneltebileceği talepler, teminat tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur. Güvence hesabı, başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerden birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunursa, yaptığı ödeme çerçevesinde diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.

O- Güvence Hesabından Talepte Bulunanların Zarar Sorumlusuna Karşı Dava Açması

Güvence Hesabı Yönetmeliği md. 19 gereğince güvence hesabından talepte bulunan hak sahipleri, zarar sorumlusuna karşı açtıkları davaları güvence hesabına bildirmek zorundadırlar. Güvence hesabı ise açılan davaların mahiyetine göre, yapacağı ödemeleri durdurabilir veya açılan davalara müdahil olarak katılabilir.

P- Ölümlü Trafik Kazasında Güvence Hesabına Karşı Dava

Motorlu bir aracın işletilmesi sırasında meydana gelen kazada ölüm meydana gelebilir. Kazanın güvence hesabının sorumlu olduğu bir kaza olduğu durumda ölenin destekleri Güvence Hesabına karşı destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava açabilirler (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

Q- Güvence Hesabına Karşı Davada Cenaze Giderleri

Cenaze giderleri bedensel zarar kalemleri arasında olmadığından zarardan sorumlu aracın sigortasını yapan şirketin mali bünye zaafiyetine uğraması durumu hariç güvence hesabına gidilemez (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

R- Güvence Hesabı Rücu Davası

Güvence Hesabı Yönetmeliği md. 16 gereğince güvence hesabından yapılan ödemeler nedeniyle; zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere, sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine, zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine, yapılan ödemeler çerçevesinde yükümlü sigorta şirketine ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edilebilir (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

S- Güvence Hesabı Manevi Tazminatı Karşılar Mı?

Güvence hesabının karşıladığı zararlar arasında manevi tazminat bulunmaz. Bu sebeple manevi tazminat için diğer sorumlu kişilere karşı dava açılmalıdır (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

T- Güvence Hesabına Karşı Davada Hatır Taşımasının Etkisi

Trafik kazasında hatır taşıması, bir kimsenin ücretsiz olarak veya bir karşılık ya da yarar sağlanmadan taşınması durumudur. Bu durumda kaza meydana gelirse mahkeme tarafından hatır taşıması indirimi yapılır. Bu sebeple güvence hesabına karşı dava açılması durumunda bu hususa dikkat edilmelidir (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

U- Güvence Hesabına Karşı Davada Müterafik Kusurun Etkisi

Türk Borçlar Kanunu md. 52 gereğince zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Dolayısıyla güvence hesabına karşı dava açılması durumunda bu hususa da dikkat edilmelidir (konuya ilişkin yazı için tıklayınız).

V- Güvence Hesabı Dava Avukatı

Güvence hesabına karşı açılacak davada hem bedensel zararlar hem de güvence hesabının sorumluluğu doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Zira, usuli veya esastan birçok ayrıntı güvence hesabından tahsil edilecek tazminat miktarını belirler. Bu sebeple sürecin konuya ilişkin bilgi ve tecrübeye sahip avukatlar tarafından yürütülmesinde fayda vardır.

W- Güvence Hesabından Tazminat Alanlar

Güvence hesabı, sorumluluğu gereğince her yıl binlerce kişiye ödeme yapmaktadır. Bu kapsamda güvence hesabından tazminat alanların sayısı da her geçen gün artmaktadır. Güvence hesabının sorumlu olduğu durumlardan haberdar olmayan kişiler ise tazminat talepleri hususunda muhatap bulamadıkları için bu tazminatlardan mahrum kalmaktadırlar. Dolayısıyla, bu yazı gibi toplum açısından bilgilendirici yazıların artmasının gerektiğini düşünmekteyiz.

Yazan: Av. Muhammet İkbal Karadaş

,

BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI

BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI TAZMİNATI

Bina tamamlama sigortası, Bina Tamamlama Sigortası Genel Şartları’nda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Yazımızda söz konusu genel şartlar kapsamında bina tamamlama sigortası teminat kapsamı, ek sözleşme ile teminat altına alınabilecek hususlar, teminat limiti, primin ödenmesi, sorumluluğun başlaması, tarafların hak ve yükümlülükleri, satıcıdan ek güvence istenilmesi, tüketicinin değişmesi, tazminat talebi, tazminat tutarı, ifa şekli, sona erme, rücu ve yetkili mahkeme hususları ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.

A- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI TEMİNAT KAPSAMI

Bina tamamlama sigortası ile sigortacı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) kapsamında ön ödemeli konut veya devre tatil satışlarında, rizikonun gerçekleşmesi durumunda, tüketicilere sigorta teminatı sağlar. Sigorta teminatı sağlanacak durumlar ise satıcının iflas etmesi, satıcının gerçek kişi olması durumunda mirasçıların mirası reddetmesi şartıyla ölümü veya satıcının sözleşmede taahhüt edilen teslim tarihini müteakip 12 ay içinde konutu veya devre tatili tamamlayamamasıdır.

B- EK SÖZLEŞME İLE TEMİNAT ALTINA ALINABİLECEK HUSUSLAR

Bina tamamlama sigortası ile sözleşmenin kat karşılığı yapılması halinde arsa sahibine ait menfaatler, proje kapsamında yer alan dükkân, ofis vb. ticari nitelikteki taşınmazlar, bunlarla sınırlı olmamak üzere, deprem, yanardağ püskürmesi, toprak kayması, fırtına, dolu, yıldırım, sel ve su baskını gibi doğal afetler nedeni ile projenin tamamlanamaması ve bağlı kredi ile alınan taşınmazlar için kredi verenin veya konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu ek sözleşmeyle teminat kapsamına alınabilir.

C- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI TEMİNAT LİMİTİ

Bina tamamlama sigortası ile sigortacı, ön ödemeli satışa konu proje için poliçe düzenleyerek satıcıya projenin ön ödemeli satışa konu kısmı için azami bir teminat limiti tahsis eder. Proje kapsamında, tüketicilere konut veya devre tatil satışı yapılmasından sonra ise konut veya devre tatil satış bedeli üst sınır olmak üzere her bir tüketici için müstakil teminat senetleri düzenler. Müstakil teminat senetlerinin toplamı sigortacı tarafından satıcıya tahsis edilen azami teminat limitini teşkil eder. Taşınmazın kısmen bağlı kredi ile alınması halinde ise kredi veren veya konut finansmanı kuruluşu tarafından sağlanan kredi tutarını aşan kısım teminat kapsamında kalır.

D- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA SORUMLULUĞUN BAŞLAMA TARİHİ

Bina tamamlama sigortasında sigorta primi, projedeki taşınmaz sayısı, proje süresi, proje bedeli, satıcının geçmiş faaliyetleri vb. hususlar göz önünde bulundurularak hesaplanır. Prim ödeme koşulları poliçede belirlenir. Satıcı; sigorta primini ve faturalanan diğer masrafları poliçede kararlaştırılan şekil ve zamanda öder. Prim ödeme borcunda temerrüde düşülmesi halinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri uygulanır. Sigortacının tüketicilere karşı sorumluluğu, teminat senedi düzenlendiği tarihten itibaren hüküm doğurmak üzere cayma hakkı süresinin sonunda başlar.

E- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER

1- POLİÇE DÜZENLENMEDEN ÖNCE HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER

Bina tamamlama sigortasında satıcı, sigorta teminatı talep edilen projeye ve geçmiş projelerine ilişkin bilgileri, mali durumunu gösteren belgeleri ve kredi değerliliğine ilişkin bilgileri sigortacıya sunmalıdır.

2- POLİÇE DÜZENLENDİKTEN SONRA SATICININ HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Satıcı; nakdi veya gayri nakdi kredi ilişkilerini sigortacıya bildirmekle, sigortacıya bildirmeksizin üçüncü şahıslara aktifleri üzerinde şahsi ve ayni teminat vermemekle, sigorta teminatı verilmesi kararını etkileyebilecek ve poliçede bildirimde bulunulmasına ilişkin hüküm bulunan önemli ölçüdeki değişiklikleri sigortacıya bildirmekle, zararın meydana gelmesinin muhtemel olduğu hallerde sigortacıyı bilgilendirmekle, her ne ad adı altında yapılırsa yapılsın tüketicilerce yapılan ödemeleri, derhal sigortacıya bildirmekle, sigortacının talep etmesi halinde poliçede kararlaştırılan dönemlerde proje gelişimi ile ilgili bilgileri vermekle, projenin gelişimi konusunda sigortacı tarafından yapılabilecek her türlü araştırma ve incelemeye izin vermekle ve tüketicinin sözleşmeden cayması veya dönmesi halinde sigortacıya gecikmeksizin bildirimde bulunmakla yükümlüdür.

3- POLİÇE DÜZENLENDİKTEN SONRA SİGORTACININ HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Sigortacı; stratejik değişiklikler ile poliçede belirtilmesi kaydıyla, satıcının kredi değerliliği açısından önemli bulduğu konular ve satıcının faaliyetleriyle ilgili gelişmeler hakkında detaylı bilgi talep edebilir. Ayrıca satıcı için bir teminat hesabı tutar ve bu hesaba, her bir tüketici için düzenlenen teminat senedini düzenlendiği tarih itibariyle dâhil eder. Bunun yanında, poliçede kararlaştırılmışsa, teminat senedi düzenlenebilmesi amacıyla sözleşme akdedilmesinden önce taşınmaz satışı ve tüketici ile ilgili bilgileri satıcıdan talep edebilir. Poliçede kararlaştırılmışsa, gerekli ön değerlendirmeyi gerçekleştirerek, her bir tüketici için, satıcının talebi üzerine teminat senedi düzenler. Tüketicinin sözleşmeden cayması veya dönmesi halinde, bahse konu tüketici için düzenlenen teminat senedini iptal eder ve satıcının teminat hesabından düşer. Teminat senetlerini ve asgari içeriği Hazine Müsteşarlığınca belirlenen ve bu sigortaya ilişkin önemli hususları içeren formu tüketicilere iletir.

4- RİZİKO GERÇEKLEŞTİKTEN SONRA SATICININ HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER

Bina tamamlama sigortasında satıcı, sigorta süresi içinde veya rizikonun gerçekleşmesi halinde, poliçeye göre sorumluluğunu gerektirecek bir olayı, haberdar olduğu andan itibaren beş gün içinde sigortacıya bildirmek, sigortacının talebi üzerine, olayın ve zararın nedeni ile hangi hal ve şartlar altında gerçekleştiğini ve sonuçlarının tespiti, tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu hakkının kullanılmasına yararlı, elde edilmesi mümkün bilgi ve belgeleri gecikmeksizin vermek, tüketicinin yaptığı ödemelerle ilgili olarak sigortacıya gerekli bilgi ve belgeleri sunmak ve sigorta konusu ile ilgili başka sigorta sözleşmesi varsa bunları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.

F- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA SATICIDAN EK GÜVENCE İSTENİLMESİ

Bina tamamlama sigortasında sigortacının talebi üzerine, satıcı; sigortacıya karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi, sigortacıya yanlış beyanda bulunması, mali durumunun sigorta sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuş olduğunun tespit edilmesi veya poliçe düzenlenirken beyan ettiği proje planı aşamalarında toplam 6 aydan fazla gecikme olduğunun tespit edilmesi halinde, azami teminat limitini aşmayacak şekilde nakit, ipotek, banka teminat mektubu, kefalet sigortası poliçesi veya uygun görülecek başka bir güvence sunmakla yükümlüdür. Bunun yanında güvence talebinin alındığı tarihten, güvencenin fiilen sunulduğu veya mevcut bütün teminat senetlerinin tasfiye edildiği tarihe kadar olan dönem için ilave prim ödemekle yükümlüdür.

G- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA TÜKETİCİNİN DEĞİŞMESİ

Bina tamamlama sözleşmesine konu taşınmazın devir veya tesliminden önce sözleşmenin tarafı olan tüketicinin değişmesi halinde, poliçede kararlaştırılmışsa devralan tüketiciye ilişkin yapacağı değerlendirmeden sonra sigortacı, sorumluluğunun yeni tüketiciye karşı da devam etmesine karar verebilir. Satıcı, meydana gelen değişikliği, öğrendiği tarihten itibaren derhal sigortacıya bildirmelidir.

H- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA TAZMİNAT TALEBİ

Bina tamamlama sigortasında tazminat talebi, rizikonun gerçekleşmesini müteakip 6 ay içinde ve her halükârda, poliçede kararlaştırılmışsa, ek bildirim süresi içinde yapılmalıdır.

İ- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA TAZMİNAT TUTARI

Sigortacının, sigorta döneminde ödeyeceği tazminat tutarı, poliçede belirtilen azami teminat limiti ile sınırlıdır. Sigortacı bu sigorta sözleşmesi çerçevesinde üstlendiği yükümlülük uyarınca, riziko gerçekleştiğinde, tüketicilerce yapılan ödemeleri, anaparası teminat senedinde yer alan azami tutarı aşmamak üzere yasal faizi ile birlikte geri öder. Projede belirtilen taşınmaz sayısından daha fazla satış yapılmış olması halinde, teminat hesabında yer alan tüketicilere ifa ile sigortacı borcundan kurtulur.

J- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA TAZMİNATIN İFA ŞEKLİ

Sigortacı sigorta tazminatını, tüketici tarafından taşınmaza ilişkin hakların devri şartıyla nakden ödeyebilir. Sigortacı yapacağı değerlendirme sonucunda, poliçede kararlaştırılmış ise, ödeme yapmak yerine projenin tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesine de karar verebilir. Bu durumda, yeni teslim tarihi yüklenicinin belirlenmesinden itibaren makul süreyi ve her halde 24 ayı geçemez. Sigortacı projeyi tamamlayacak müteahhidin seçilmesinde gerekli özeni göstermekle yükümlüdür.

K- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASININ SONA ERMESİ

Taşınmazın tamamlanarak tüketicilere devir veya teslim edilmesiyle birlikte sigorta sözleşmesi sona erer. Sigortacının, düzenlemiş olduğu teminat senetlerinden kaynaklanan sorumluluğu, sözleşme konusu taşınmazın devir veya tesliminden itibaren, herhangi bir işleme gerek olmaksızın sona erer. Satıcı, taşınmazın tüketiciye teslim edildiğini derhal sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.

Sigortacı, satıcının  yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya sigortacıya yanlış beyanda bulunması, satıcının sigortacı tarafından talep edilen güvenceyi sunamaması; sigortacıya verilen güvencenin, yetersiz kalması, hükümsüz veya değersiz hale gelmesi sigorta sözleşmesini derhal hüküm doğuracak şekilde sona erdirebilir veya satıcıdan ek güvence ya da ek prim talep edebilir.

Sigorta sözleşmesinin bu nedenler ya da başka bir nedenle sona erdirilmesi halinde, sigortacı durumu Gümrük ve Ticaret Bakanlığına ve adına teminat senedi düzenlenmiş kişilere 5 iş günü içinde bildirir.

L- BİNA TAMAMLAMA SİGORTASINDA RÜCU

Satıcı, sigortacının ödediği tazminat tutarını tamamen veya kısmen geri almak için taşınmaza ilişkin haklar dahil olmak üzere yararlanabileceği diğer talep imkânlarından bağımsız olarak, düzenlemiş olduğu bina tamamlama poliçesi ile ilgili ödediği tutarı, masraflar ve kanuni temerrüt faizinden yüksek olmamak kaydıyla sigortacı ve satıcının yapacakları sözleşmede anlaşacakları temerrüt faizi ile birlikte sigortacıya geri öder. Satıcı ise sigortacıya karşı sahip olduğu alacakları, bu alacaklar çekişmesiz veya yasal olarak kesinleşmişse, sigortacının rücu yoluyla talep ettiği tutarlar ile takas edebilir.

M- BİNA TAMAMLAMA SÖZLEŞMESİNDE YETKİLİ MAHKEME

Bina tamamlama sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle sigortacı aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, sigorta şirketinin merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin bulunduğu yerdeki ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemedir. Satıcı aleyhine açılacak davalarda ise davalının bulunduğu yerdeki ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemedir.

İlgili konular için bkz.

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-policesine-itiraz/

https://www.hkavukatlik.com/bitkisel-urun-sigortasinda-muafiyet/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonunun-manevi-tazminati-inceleme-yetkisi/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonu-parasal-sinirlar/

,

SİGORTA POLİÇESİNE İTİRAZ

SİGORTA POLİÇESİNE İTİRAZ USULÜ

Sigorta poliçesine itiraz, sigortacının aydınlatma açıklamasını süresinde vermemesi durumunda sigorta ettiren tarafından yapılacak itirazdır. Bu kapsamda sigortacı veya acentesinin süresinde aydınlatma açıklaması vermemesi hâlinde sigorta ettiren, on dört gün içinde sigorta poliçesine itiraz edebilir. İtiraz edilmemesi durumunda sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur.

Uygulamada, sigorta şirketleri ve acenteleri tarafından aydınlatma açıklamasının verilmediği ve sigorta ettirenin sözleşmedeki muafiyetlerden riziko ortaya çıktıktan sonra haberdar olduğu görülmektedir. Bu sebeple konunun daha iyi anlaşılması adına sigorta sözleşmesinde tarafların yükümlülükleri, sigorta sözleşmesinde sigortacının aydınlatma yükümlülüğü, aydınlatma yükümlülüğünün süresi, aydınlatma yükümlülüğünün ihlali, aydınlatma yükümlülüğüne uyulduğunun ispatı ve sigorta poliçesine itiraz edilmemesi hususları aşağıda ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.

A- SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE TARAFLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

1- SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE SİGORTA ETTİRENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Sigorta sözleşmesi kapsamında sigortacı ve sigorta ettirenin bazı yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu kapsamda sigorta ettirenin; prim ödeme, doğru beyanda bulunma, rizikoyu bildirme, ağırlaşan rizikoyu bildirme, rizikodan sonra zararı azaltma ve kurtarma yükümlülüğü bulunmaktadır. Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olduğundan sigorta ettirenin sözleşme kurulması aşamasında sigortacıyı aydınlatma yükümlülüğü de bulunmaktadır.

2- SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE SİGORTACININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Sigorta sözleşmesi kapsamında sigortacının ise poliçe verme ve riziko gerçekleştiğinde sigorta tazminatı ya da bedelini ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olduğundan sigortacı açısından da aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.

B- SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE SİGORTACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

1- SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE SİGORTACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN KAPSAMI

Türk Ticaret Kanunu (TTK) md. 1423’te sigortacının aydınlatma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Buna göre sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.

2- SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE SİGORTACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN SÜRESİ

Sigortacı veya acentesi tarafından sigorta ettirene aydınlatma açıklaması on dört gün içerisinde verilmelidir.

3- SİGORTACI TARAFINDAN AYDINLATMA AÇIKLAMASI VERİLDİĞİNİN İSPATI

Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir. Dolayısıyla sigortacı bu durumu ispat etmeli, aydınlatma açıklamasının verilmediğinin sigorta ettiren tarafından ispat edilmesi ise beklenmemelidir.

4- SİGORTACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYMAMASI

Sigorta sözleşmesinde aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz edebilir. Söz konusu sürede itiraz edilmemesi durumunda ise sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur.

C- SİGORTA ETTİRENİN SİGORTA POLİÇESİNE İTİRAZ ETMEMESİ

Sigorta ettirenin on dört günlük yasal süre içerisinde sigorta poliçesine itiraz etmemesi ve cayma hakkını kullanmaması durumunda sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış sayılır. Poliçede bazı rizikolar kapsam dışında bırakılmış veya belirli bir muafiyet süresi öngörülmüş olsa da süresinde itiraz edilmemesi bu şartların geçerli kabul edilmesine sebep olur. Bu durumda sigorta ettiren sigorta tazminatının ödenmesini talep edemez.

Sigortacının aydınlatma yükümlülüğüne uyduğu ise poliçenin sigorta ettirenin e-posta adresine gönderilmesi, bilgilendirme formunun sigortacıdan istenmesi veya bilgilendirme formuna sigorta şirketinin internet sitesinden ulaşılabilmesi gerekçe gösterilmektedir. Tüm bunlara rağmen sigortacı veya acentesi tarafından eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunulduğu tespit edilirse poliçede kapsam dışında bırakılan bazı rizikolar için de sigorta tazminatı talep edilebilir.

“Somut olayda; davacı ile davalı sigortalı arasında telefon görüşmesi yoluyla hayat sigortası sözleşmesi kurulmuş ve davacının isteği üzerine e-posta adresine gönderilen poliçede; poliçe başlangıç tarihinden itibaren ilk 90 gün içinde ortaya çıkan tehlikeli hastalıklar ve ameliyatların teminat kapsamı dışında olduğu, tehlikeli hastalıklar teminatı yönünden, tehlikeli hastalığın kapsamı ve uygulanmasına ilişkin ek özel şartlar çerçevesinde işlem yapılacağı, tehlikeli hastalıklar ek teminatı kapsamına giren sağlık risklerinin; kanser, organ nakli, böbrek yetmezliği, körlük, multiple skleroz olduğu, hayat sigortaları bilgilendirme formunun sigortacıdan istenip, dikkatlice okunması gerektiği, bilgilendirme formuna www. avivasa.com.tr adresinden ulaşılabileceği düzenlenmiştir.

Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi Daire kararında her ne kadar; poliçe ile davacının yakalanması muhtemel tehlikeli hastalıkları ve vefatının teminat altına alındığı, davacının poliçe düzenlendikten 3 gün sonra 19/09/2013 tarihinde kalp krizi geçirdiği ve ameliyat olduğu, koroner arter hastalığı nedeniyle davacının geçirdiği kalp krizinin yaşamsal tehlike oluşturabilecek ve ölümle sonuçlanabilecek tehlikeli hastalık olması nedeniyle poliçe teminatı kapsamında olduğu, davalı sigorta görevlilerince kalp krizi hastalığının teminat kapsamında olduğunun belirtildiği, davalının davacının geçirmiş olduğu koroner arter hastalığının teminat kapsamında olmadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre poliçe düzenlendiği sırada davacının bunu bilmesinin mümkün olmadığı, davalıya eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunmadığı, davalının bilirkişi raporuna karşı itirazlarının mahkemece değerlendirildiği, poliçenin 4. maddesinde belirtilen poliçe başlangıç tarihinden itibaren ilk (90) gün içinde ortaya çıkan tehlikeli hastalıklar ve ameliyatlar teminat kapsamı dışında bırakılmış ise de; Poliçenin 5. maddesinde bunların sınırlı sayıda kanser, organ nakli, böbrek yetmezliği, körlük ve multiple skleroz olarak belirtildiği, koroner arter hastalığı ve buna bağlı gelişen kalp krizinin bu kapsamda olmadığı dolayısıyla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de, davaya konu poliçe, sözleşmenin kurulmasından sonra, elektronik ortamda davacıya gönderilmiş olup, koroner arter hastalığı poliçe kapsamında sayılan tehlikeli hastalıklar arasında yer almamaktadır. Davacı 6102 sayılı TTK ve 4077 sayılı TKHK nun yukarıda anılan hükümlerine göre yasal süresi içinde poliçeye itiraz etmediğine ve cayma hakkını da kullanmadığına göre; sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış olduğunun kabulü gerekirken, koroner arter hastalığı ve buna bağlı gelişen kalp krizinin 90 günlük muafiyet süresi kapsamında olmadığından ve ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve karar bozmayı gerektirmiştir.” (YARGITAY 17. HD. 2018/1213 E., 2020/1723 K., 19.02.2020 T.)

D- GENEL BİLGİ

POLİÇE İPTAL

Poliçe iptal hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

POLİÇE İPTAL DİLEKÇE ÖRNEĞİ

Poliçe iptal dilekçe örneği hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SİGORTA POLİÇESİ İPTAL DİLEKÇESİ

Sigorta poliçesi iptal dilekçesi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

POLİÇE İPTAL ETTİRME

Poliçe iptal ettirme hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

KASKO POLİÇESİ İPTALİ

Kasko poliçesi iptali hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

POLİÇE İTİRAZ NASIL YAPILIR

Poliçe itiraz nasıl yapılır hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SİGORTA POLİÇESİNİN İPTALİ

Sigorta poliçesinin iptali hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SİGORTA POLİÇESİ İPTAL ETME

Sigorta poliçesi iptal etme hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

KASKO POLİÇESİ İTİRAZ DİLEKÇESİ

Kasko poliçesi iptal dilekçesi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SİGORTA POLİÇESİ NASIL İPTAL EDİLİR

Sigorta poliçesi nasıl iptal edilir hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

KASKO POLİÇESİ NASIL İPTAL EDİLİR

Kasko poliçesi nasıl iptal edilir hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SİGORTA POLİÇESİNİN SÜRESİNDEN ÖNCE İPTALİ

Sigorta poliçesinin süresinden önce iptali hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

KASKO POLİÇESİNİN SÜRESİNDEN ÖNCE İPTALİ

Kasko poliçesinin süresinden önce iptali hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

İlgili konular için bkz.

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonunun-manevi-tazminati-inceleme-yetkisi/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonu-parasal-sinirlar/

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasi-tespit-tutanagi/

Yazan: Av. Muhammet İkbal KARADAŞ

,

TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK

TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK ANKARA AVUKAT

Trafik kazasında olay yerini terk durumunda kasko şirketleri zararları karşılamamakta ve bu durum mağduriyetlere sebep olmaktadır. Uygulamada sıklıkla tartışılan bu konunun ayrıntılı bir şekilde incelenmesinde fayda vardır. Aşağıda öncelikle, kasko sigortasında teminatın kapsamı ve teminat dışında kalan haller açıklanacaktır. Daha sonra kaza sonrasında olay yerini terk sebebiyle rizikonun teminat dışında kalması ve bunun ispatı incelenecektir. Son olarak ise can güvenliği, değerli eşyanın güvenli bir yere taşınması, korku, panik, arbede yaşanabileceği düşüncesi ve yaralanma sebebiyle trafik kazasında olay yerini terk durumları yargı kararları eşliğinde ayrı ayrı açıklanacaktır.

A- KASKO SİGORTASINDA TEMİNATIN KAPSAMI

Kasko sigortasında teminatın kapsamı, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları (KSGŞ) md. A/1’de düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre aracın motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması, gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi durumunda oluşan zararlar teminat kapsamındadır.

B- KASKO SİGORTASINDA TEMİNAT DIŞINDA KALAN ZARARLAR

KSGŞ md. A.5.’te teminat dışında kalan zararlar sayılmıştır. Burada sayılan durumlarda oluşan zararlar kasko teminatı dışında kalır ve kasko şirketleri tarafından karşılanmaz.

C- TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK SEBEBİYLE ZARARIN KARŞILANMAMASI

KSGŞ md. A/5-10’da tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması durumunda oluşan zararların kasko teminatı dışında olduğu düzenlenmiştir.

KSGŞ md. A/5-4’te ise poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların kasko teminatı dışında olduğu ifade edilmiştir.

KSGŞ md. A/5-5’te ise aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararların kasko teminatı dışında olduğu ifade edilmiştir.

Dolayısıyla sürücü, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme veya can güvenliği gibi zorunluluklar sebebiyle trafik kazasında olay yerini terk edebilir. Aracın gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması veya uyuşturucu madde ve alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması nedeniyle sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için trafik kazasında olay yerini terk etmesi durumunda ise oluşan zararlar kasko teminatı dışında kalır.

D- TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK AÇISINDAN İYİNİYETLE HAREKET ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Sigorta sözleşmeleri taraflar arasındaki güven ve iyi niyet esasına dayanır. Sözleşmenin tarafları, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyi niyetle hareket etmelidirler. Dolayısıyla riziko gerçekleştikten sonra doğru ihbar yükümlülüğü bulunan sigortalının olay yerini iyi niyetli olarak terk edip etmediği önemle incelenmelidir.

“Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir.” (YARGITAY 17. HD. 2019/5208 E., 2020/7786 K., 30.11.2020 T.)

E- TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK İSPATI

Trafik kazasında olay yerini terk sebebiyle rizikonun teminat dışında kaldığı sigortacı tarafından ispatlanmalıdır. Ancak olay sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşir ve kazanın oluş şekli teminat dışında kalan hallerden ise ispat yükü yer değiştirir. Bir diğer ifadeyle sigortalı, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde teminat dışında kalan bir hususu teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yükü yer değiştirir. Bu durumda ise oluşan rizikonun teminat içinde kaldığı sigortalı tarafından ispat edilmelidir.

“Davaya konu olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK‘nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.” (YARGITAY 17. HD. 2019/5208 E., 2020/7786 K., 30.11.2020 T.)

F- TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK SOMUT DELİLLERLE İSPAT

Trafik kazasında olay yerini terk durumunda zararın teminat dışında olduğu kural olarak sigortacı tarafından ispat edilmelidir. Sigortacı ise yalnızca haklı sebep bulunmamasına rağmen olay yerini terk eden sürücünün alkollü olduğu varsayımına dayanamaz. Bunun yanında sürücü değişikliği ya da alkollü araç kullanımının ispatına yarar delil getirmelidir. Bir diğer ifadeyle oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlanmalıdır. Ayrıca, sürücü değişikliği yapıldığı hususu sabit olsa bile bu tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içindeymiş gibi ihbar etme anlamına gelmez. Dolayısıyla bu durumda ispat külfeti yer değiştirmez.

“…(İ)spat yükü üzerinde bulunan davalı kasko şirketi, aldıkları araştırma raporunda yer bulan, sürücünün haklı sebep olmadığı halde olay yerini terk etmiş olmasının alkollü olduğu ihtimalini akla getirdiği varsayımına dayanmış; bunun dışında sürücü değişikliği ya da alkollü sevki ispata yarar delil getirememiştir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre kazada davacı tarafın sürücü değişikliği yaptığı hususunun sabit olmadığı, kaldı ki bu husus sabit olsa bile, bunun tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar etme anlamına gelmeyeceği ve dolayısıyla ispat külfetinin de yer değiştirmeyeceği açıktır.” (YARGITAY 17. HD. 2016/5095 E., 2016/7154 K., 13.06.2016 T.)

G- TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK SÜRÜCÜ DEĞİŞİKLİĞİNİN İSPATI

Trafik kazasında sürücü değişikliği yapıldığı hususu sabit olsa bile bu tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme olarak değerlendirilmez. Sigortacı, sürücü değişikliğini ve zararın teminat dışında kaldığını somut delillerle ispatlamalıdır. Dolayısıyla sigorta teminatı dışında kalan bir hususun sanki riziko teminatı içindeymiş gibi ihbar edildiği somut delillerle ispatlanmadığı sürece zarar karşılanmalıdır.

“Yukarıda anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı kasko şirketi, aldıkları araştırma raporundaki tespitlere ve özellikle karşı araç sürücüsü ……’in yazılı beyanına dayanarak olayda sürücü değişikliği yapıldığı iddiasında bulunmakta; bunun dışında ispata yarar delil getirememektedir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre kazada davacı tarafın sürücü değişikliği yaptığı hususunun sabit olmadığı, kaldı ki bu husus sabit olsa bile, bunun tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar etme anlamına gelmeyeceği ve dolayısıyla ispat külfetinin de yer değiştirmeyeceği açıktır.” (YARGITAY 17. HD. 2015/8439 E., 2015/14637 K., 21.12.2015 T.)

H- CAN GÜVENLİĞİ NEDENİYLE TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK

Can güvenliği gibi zorunluluklar hallerinde trafik kazasında olay yeri terk edilebilir. Ancak can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılma durumunda en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurulmalıdır. Başvuru yapılmadığı ve kolluk birimlerinin kazayı tespit ettiği durumlarda haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durumun bulunduğu kabul edilir. Bu durumda kaza anında sürücünün alkollü olmadığı sigortalı tarafından ispat edilmelidir.

“Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa davacı ait olduğu ve aynı zamanda sürücünün olduğu savunulan…’ın, can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılmak zorunda kalmış olsa dahi en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurması gerekirken bunu yapmadığı, kolluk birimleri tarafından araç tespit edildiği, kazanın oluş biçimi gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum bulunduğu ve sürücünün kaza anında alkollü olmadığını ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiğini kabulünün zorunlu olduğu açıktır.” (YARGITAY 17. HD. 2016/9594 E., 2019/4109 K., 04.04.2019 T.)

İ- DEĞERLİ EŞYANIN GÜVENLİ BİR YERE TAŞINMASI NEDENİYLE TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK

Değerli eşyanın güvenli bir yere taşınması KSGŞ kapsamında zorunlu hal olarak kabul edilmez. Bu sebeple ispat yükü yer değiştirir ve zararın teminat kapsamında olduğu sigortalı tarafından ispat edilir. Dolayısıyla değerli eşyaların güvenli bir yere taşınması için olay yerini terk hayatın olağan akışına ve iyi niyet kurallarına uygun olur ve sigortalı bunu ispat ederse zararı karşılanır.

“Yerel mahkemece her ne kadar; davacı …’in hayatın olağan akışı ve iyi niyet kurallarını ihlal etmediği, bu nedenle zararın teminat kapsamında kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; gece saat 3.30 da meydana gelen kaza, tek taraflı olup, davacı yaralanmadığına ve dava dışı başka bir araca veya kişiye çarparak zarar verilmediğine göre; araç sürücüsünün korku, kaygı ya da panik yaşamasını gerektirir bir durumun varlığından da söz edilemeyeceği gibi, sürücünün yaralanmadığı da göz önüne alındığında, değerli eşyanın güvenli bir yere taşınması, KSGŞ’nın A.5.10. maddesi anlamında zorunlu hal değildir. Bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiğinin kabulü gereklidir.” (YARGITAY 17. HD. 2019/2942 E., 2020/3941 K., 24.06.2020 T.)

J- TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK ALKOL ÖLÇÜMÜNÜN GEÇ YAPILMASI

Trafik kazasında olay yerini terk sebebiyle alkol ölçümünün geç yapılması tek başına zararı teminat dışında bırakmaz. Bu durumda aracın alkollü sevk edilmiş olduğu sigortacı tarafından ispat edilmelidir. Ancak bu durum soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır.

“…(İ)spat yükü üzerinde bulunan davalı kasko şirketinin, davacı sürücünün olay yerini terk etmesi ve alkol ölçümünü geç yaptırması nedeniyle, aracın alkollü sevk edilmiş olabileceği varsayımına dayanmakta ise de; bu iddiasını ispata yarar delil getirememektedir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.” (YARGITAY 17. HD. 2015/10780 E., 2016/3872 K., 28.03.2016 T.)

K- KORKU VE PANİK SEBEBİYLE TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK

Korku ve panik sebebiyle trafik kazasında olay yerini terk KSGŞ md. A.5.10 anlamında zorunlu hal değildir. Korku ve panik zorunlu hal olmadığından ispat yükü yer değiştirir ve sigortalıya geçer. Dolayısıyla, korku ve panik sebebiyle trafik kazasında olay yerini terk eden sürücünün bu durumu somut delillerle ispatlaması gerekir.

“…(S)omut olayda kaza, tek taraflı olup, davacıya araç ile dava dışı başka bir araca veya kişiye çarparak zarar verilmediğine göre araç sürücüsünün korku, kaygı panik yaşamasını gerektirir bir durumun varlığından da söz edilemez. Mahkemenin kabulünde olan “sigortalının evinin kaza yerine 50 metre mesafede olması ve olayın şokunu atmak, rahatlamak için eve gitmesi” durumu da, araç sürücüsünün, davacının eşi K4 olduğu kabul edilse dahi, sürücünün yaralanmadığı da göz önüne alındığında KSGŞ’nın A.5.10. maddesi anlamında zorunlu hal değildir. Bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiğinin kabulü gereklidir.” (YARGITAY 17. HD. 2017/3063 E., 2019/10651 K., 14.11.2019 T.)

L- ARBEDE YAŞANABİLECEĞİ DÜŞÜNCESİYLE TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK

Trafik kazası sonrasında arbede yaşanabileceği düşünülerek olay yerini terk KSGŞ md. A.5.10. anlamında zorunlu haller arasında sayılmamıştır. Bu sebeple, kaza anında araç sürücüsünün alkollü olmadığı ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı sigortalı tarafından ispat edilmelidir.

“Somut olaya bakıldığında; 04/08/2013 tarihinde saat 20:45’de trafik kazasının meydana geldiği; davacının oğlu sürücü Çağlar Karakaya karşı araca doğru gitmek için yöneldiğini, şahısların kalabalık olduğunu görünce olay yerinde herhangi bir arbedenin yaşanabileceğini düşündüğünü ve aracı olay yerinde bırakarak Manavgat istikametine doğru yöneldiğini, araç üzerinde anahtarını ve kimliklerini bıraktığını, olay yerinden 100-150 metre uzaklıktaki lastikçi işletmesine girdiğini, elini yüzünü yıkadıktan sonra 2-3 saat yürüyerek Manavgat’taki evine geldiği yönündeki beyanı ve sürücünün yaralanmadığı da göz önüne alındığında KSGŞ’nın A.5.10. maddesi anlamında zorunlu hal değildir.” (YARGITAY 17. HD. 2020/2731 E., 2021/2514 K., 10.03.2021 T.)

M- YARALANMA SEBEBİYLE TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNİ TERK

Yaralanma durumunda kişinin hastaneye gitmek için olay yerini terk etmesi gerekir. Sürücünün yaralandığı, terkin haklı sebebe dayandığı ve sürücünün alkollü olmadığı yargılama sırasında sağlık raporu ile teyit edilir. Sigorta şirketi ise rizikonun gerçekleşme şeklinin kasten ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak bildirdiğini ispat etmelidir. Rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti üzerinde bulunan sigortacı bunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır.

“Yukarıda özetlenen dosya kapsamına göre kazanın belirtilen yer ve şekilde meydana geldiği, davacının yaralanması nedeniyle hastaneye gitmek için olay yerini terk ettiği, terkin haklı sebebe dayandığı davacının trafik kazasında yaralandığının ve alkollü olmadığının sağlık raporu ile teyit edildiği sabit olduğu gibi davacı sigortalının rizikonun gerçekleşme şeklini kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak bildirdiği de ispatlanamamıştır. Bu durum karşısında, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıda bulunmakta olup, sigortacı bunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır.” (YARGITAY 17. HD. 2010/8931 E., 2011/2321 K., 17.03.2011 T.)

N- GENEL BİLGİ

OLAY YERİNİ TERK ETMENİN CEZASI NEDİR

Olay yerini terk etmenin cezası nedir hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OLAY YERİNİ TERK RÜCU SEBEBİ DEĞİLDİR

Olay yerini terk rücu sebebi değildir hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OLAY YERİNİ TERK ETMEK TEMİNAT DIŞI HAL DEĞİLDİR

Olay yerini terk etmek teminat dışı hal değildir hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OLAY YERİNİ TERK RÜCU KAPSAMI

Olay yerini terk rücu kapsamı hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OLAY YERİ TERK SİGORTA KARŞILAR MI?

Olay yeri terk sigorta karşılar mı hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİKTE KAZA YAPIP KAZA YERİNİ TERK ETME

Trafikte kaza yapıp kaza yerini terk etme hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

KAZA YERİNİ TERK EDEN SÜRÜCÜYE KARŞI DAVA

Kaza yerini terk eden sürücüye karşı dava hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASI YAPINCA KAÇMANIN CEZASI NEDİR?

Trafik kazası yapınca kaçmanın cezası nedir hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİ TERK

Maddi hasarlı trafik kazasında olay yeri terk hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİKTE VURUP KAÇMANIN CEZASI

Trafikte vurup kaçmanın cezası hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

SÜRÜCÜNÜN OLAY YERİNİ TERK ETMESİ

Sürücünün olay yerini terk etmesi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TRAFİK KAZASINDA OLAY YERİNDEN KAÇMAK

Trafik kazasında olay yerinden kaçmak hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

OLAY YERİ TERK AĞIR KUSUR MU?

Olay yeri terk ağır kusur mu hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

İlgili konular için bkz.

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasi-tespit-tutanagi/

https://www.hkavukatlik.com/trafik-kazasinda-asli-kusur/

https://www.hkavukatlik.com/alkollu-trafik-kazasinda-rucu/

Yazan Av. Muhammet İkbal KARADAŞ

,

BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYET

BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYET ÖDEMESİ

A- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYET NEDİR?

Bitkisel ürün sigortasında muafiyet, meydana gelen zararın, sigorta bedelinin belli bir oranına veya miktarına tekabül eden kısmının tazmin edilmemesidir. Bu kapsamda, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları dikkate alınarak bitkisel ürün sigortasında muafiyet kararlaştırılması, hasar oranının Tarım Sigortaları Havuzu eksperi tarafından gerçek verim üzerinden belirlenmesi, muafiyeti geçmeyen hasarların ödenmemesi, tazminat hesabında poliçede belirtilen muafiyeti aşan kısmın esas alınması, zararın teminat dışında kaldığının sigortacı tarafından ispat edilmesi ve Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası tazminatının belirlenme usulü aşağıda ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır.

B- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYET NASIL BELİRLENİR?

Bitkisel ürün sigortasında muafiyet, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartlarında düzenlenmiştir. İlgili genel şartlarda, meydana gelen zararın, sigorta bedelinin belli bir oranına veya miktarına tekabül eden kısmının tazmin edilmemesinin taraflarca kararlaştırılabileceği düzenlenmiştir.

C- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYET POLİÇEDE YAZAR MI?

Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları’nın Muafiyet ve Müşterek Sigorta Başlıklı A.5. maddesinde, muafiyet oranının, tarife ve talimatlar ile birlikte poliçenin ön yüzünde belirtileceği düzenlenmiştir.

D- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYETİN TAZMİNAT ORANINA ETKİSİ NEDİR?

1- TARIMSAL HASAR ORANI KİM TARAFINDAN BELİRLENİR

Hasar tespiti ve tazminatın hesabında esas alınacak tarımsal hasar oranı, Tarım Sigortaları Havuzu eksperi tarafından belirlenir. Belirleme, gerçek verim üzerinden yapılır.

2- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA MUAFİYETİ GEÇMEYEN HASAR

Devlet destekli bitkisel ürün sigortasında muafiyeti geçmeyen hasarlar ödenmemektedir. Bu sebeple, tarımsal hasarın sigortacı tarafından ödenmesi için hasar miktarının muafiyeti geçmesi gerekir.

3- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA ÖDENECEK TUTARIN TESPİTİ

Bitkisel ürün sigortasında ödenecek tutarın tespiti açısından hasar miktarının poliçede belirtilen muafiyeti aşan kısmı esas alınır. Böylece, hasar miktarından poliçede belirlenen muafiyet tutarı çıkarılır ve kalan tutar ödenir.

4- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA TAZMİNATIN HESABI

Devlet destekli bitkisel ürün sigortası tazminat hesabında muafiyet ve sovtaj tutarları dikkate alınır. Hesaplanan tazminat ise tarife ve talimatlar çerçevesinde belirlenir ve ödenir.

5- BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA ÖDENECEK EN YÜKSEK TAZMİNAT ORANI

Devlet destekli bitkisel ürün sigortasında ödenecek en yüksek tazminat oranı, tarife ve talimatlarda belirtilen oranla sınırlıdır. Hasar tarife ve talimatlarda belirtilen orandan daha fazla olsa da ödenecek tutar bu tutarı geçemez.

6- DEVLET DESTEKLİ KÖY BAZLI KURAKLIK VERİM SİGORTASININ DA BULUNMASI DURUMU

Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortasını yaptıran üreticinin, aynı parsel için Devlet Destekli Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortasının da bulunması durumunda her iki poliçe için ödenecek toplam tazminat tutarı sigorta bedeli yüksek olan poliçe ile sınırlıdır.

E- DEVLET DESTEKLİ BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASINDA ZARARIN İSPATI

Bitkisel ürünlerin yağmur, dolu, kuraklık gibi doğal sebeplerle zarar görmesi durumunda sigorta ettiren tarafından sigorta şirketine bildirim yapılmalıdır. Sigorta şirketi ise buna ilişkin ekspertiz atayarak hasarın tespitini yaptırmalıdır. Ekspertiz tarafından tespit yapıldıktan sonra sigorta şirketleri sıklıkla hasarın muafiyet oranının altında kaldığını ileri sürmekte ve ödeme yapmamaktadırlar. Ancak aşağıda yer verilen Yargıtay 11. HD. 2019/4510 E., 2020/2969 K., 17.06.2020 T. kararında da vurgulandığı üzere zararın teminat dışında kaldığı sigortacı tarafından ispat edilmelidir. Dolayısıyla, zararın teminat kapsamında olduğunun ispatının sigorta ettirenden beklenmesi ve muafiyet sınırı gibi gerekçelerle tazminatın ödenmemesi hukuka aykırıdır.

“Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının Siverek İlçesi …Köyü …parselde 206.331 dekar alandaki mercimek ürününü %10 muafiyetle dolu, sel ve su baskını riskine karşı 17.02.2013-09.06.2013 vadeli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı, davacının 10.05.2013 tarihinde sel ve su baskını olduğundan bahisle 14.05.2013 tarihinde davalıya bildirimde bulunulduğu, davacı tarafından ekspertiz incelemesinde %10 muafiyet sınırının altında kaldığı gerekçesiyle kendisine ödeme yapılmadığı, davacının ekspertiz raporuna itirazı üzerine 30.05.2013 tarihinde ikinci kez ekspertiz çalışması yapılmak istendiği ancak davacının ürünü hasat etmiş olması nedeniyle ekspertiz çalışmasının yapılamadığı, davacının 27.05.2013 tarihinde Siverek Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit davası açtığı ve tespit raporu aldığı, yaptırdığı delil tespiti raporuna ve Şanlıurfa İl Tarım Müdürlüğü’nün yaptığı tespit sonucunda düzenlenen tutanağa göre aşırı yağış ve doludan davacının ürününün %45 oranında zarar gördüğü, bu zararının %40’nın doludan, %5’nin ise aşırı yağıştan kaynakladığı, aşırı yağıştan kaynaklı zararın poliçedeki muafiyet sınırının altında kaldığı, poliçede belirlenen alana göre düzenlenmiş olan 05.04.2019 tarihli ek bilirkişi raporunun esas alınması gerektiği, ek raporun tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının üründeki dolu hasarı nedeniyle zararının 11.946,57 TL olduğu, zararın teminat dışı kaldığının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 11.946,57 TL sigorta tazminatının, dava tarihi 10/07/2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine karar verilmiştir.”

F- DEVLET DESTEKLİ BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASI TAZMİNATI

Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası tazminatının belirlenmesi hususunda aşağıda yer verilen Yargıtay 11. HD. 2019/4446 E., 2020/2515 K., 01.06.2020 T. kararı yol göstericidir. Öncelikle, zarar gören ürünlerin tespit edilmesi gerekir. Daha sonra bu ürünlerden elde edilen ortalama verim dikkate alınarak toplam zarar gören ürün miktarı ortaya konulmalıdır. Bundan sonra ise birim ürün fiyatı tespit edilerek zarar gören ürün miktarı ile çarpılması suretiyle toplam zarar tespit edilmelidir. Nihayetinde, poliçe limiti dahilinde Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası tazminatı ödenmelidir.

“Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak, bozmadan sonra alınan rapor ve ek raporda, sigorta poliçesi kapsamındaki 174 ağın %97’sinde zarar oluştuğu ve her bir ağaçtan ortalama 13 kg verim elde edileceği nazara alındığında toplam 2.194 kg ürün kaybı oluştuğu, 1 kg ürün bedeli ortalama 24.- TL olduğuna göre toplam 52.656.- TL zarar oluşacağı, poliçedeki don teminatı sigorta bedelinin 20.800.- TL olduğu ve %10 muafiyet (2.800.-TL) ile %40 müşterek sigorta (7.488.-TL) nazara alındığında davacıya ödenmesi gerekli tutarın 11.232-TL olduğunun mütala edildiği, alınan bilirkişi raporlarının, poliçe şartları, muafiyet ve müşterek sigorta hükümleri de nazara alınarak düzenlendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 11.232.-TL’nin 30/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar veilmiş, 02.07.2017 tarihli tavzih kararı ile bozma öncesi davalı Ziraat Sigorta A.Ş aleyhine hüküm kurulmadığı gerekçesiyle, 1 numaralı hüküm fıkrasındaki “davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” ibaresi “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde değiştirilmiştir.”

G- GENEL BİLGİ

TARSİM BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASI

Tarsim Bitkisel Ürün Sigortası hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DEVLET DESTEKLİ BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASI

Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASI FİYATLARI

Tarsim Bitkisel Ürün Sigortası fiyatları hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASI POLİÇESİ

Tarsim Bitkisel Ürün Sigortası poliçesi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM SİGORTA ANKARA

Tarsim sigorta Ankara hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM SİGORTA BAŞVURU SÜRESİ

Tarsim sigorta başvuru süresi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM SİGORTA BEDELİ

Tarsim sigorta bedeli hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM SİGORTA ÖDEMELERİ

Tarsim sigorta ödemeleri hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

TARSİM SİGORTA AVUKATI

Tarsim sigorta avukatı, yukarıda ayrıntılı bir şekilde anlatılan süreci takip eden avukattır.

TARSİM SİGORTA ANKARA AVUKATI

Tarsim sigorta Ankara avukatı, yukarıda ayrıntılı bir şekilde anlatılan süreci takip eden ve faaliyetlerini Ankara’da yürüten avukattır.

KURAKLIK SİGORTA ÖDEMESİ

Kuraklık sigorta ödemesi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DON SİGORTA ÖDEMESİ

Don sigorta ödemesi hususunda yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

İlgili konular için bkz.

https://www.hkavukatlik.com/avukatin-tapu-kaydina-erisimi/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonu-parasal-sinirlar/

https://www.hkavukatlik.com/sigorta-tahkim-komisyonunun-manevi-tazminati-inceleme-yetkisi/

 

 

Yazan: Av. Muhammet İkbal Karadaş